27 Haziran 2014 Cuma

#BloggerStajda - Toyota Türkiye'den Kısa Hikayeler

Mazdalı Çocuk

Stajımın ikinci günü Mazda 6 test aracını öğlen teslim alıp Kartal'daki ofise geri dönerken, ofis yolunun ne kadar karmaşık olabileceğini bir kez daha keşfettim. "Bir kez daha" diyorum, çünkü daha önce Yaris Hybrid test aracını teslim ederken de Kartal'ın ara sokaklarında kaybolmuşluğum var. Neyse ki bu sefer önüme mavi Priuslardan biri çıktı da kaybolma sürem daha fazla uzamandan onun peşine takılıp ofise ulaşabildim. Bu arada, mavi Prius'lar Toyota'da müdür pozisyonunda olan çalışanlara veriliyor. Bildiğiniz gibi 1.8litrelik motoruyla maalesef yüksek vergi dilimine takıldığı için Türkiye'de Prius neredeyse hiç satmadı. Olur da İstanbul sokaklarında bir Prius görürseniz bilin ki o büyük ihtimalle bir Toyota Türkiye müdürüne ait... 

Transparan Çalışma Ortamı ve "Partici" Diyenler :)
Toyota Türkiye'de açık ofis sistemi mevcut. Yani, koltğundan kafanı biraz yukarı uzattığında tüm ofisi ve çalışanları görebiliyorsun. Bu da benim çok kolay bir şekilde diğer departmanlara deyim yerindeyse kolyalıkla salça olmamı sağlıyor :)

"Öğle Arasında Hadi Bi' Masa Tenisi Atalım"cılar

Toyota'daki stajımın bana kattıklarından biri (en azından ilk zamanlar) ekstra kilo oldu :) Çay kahve almaya her gidişimde, normalde hiç tüketmememe rağmen ister istemez abur cuburlardan da yedim. Üstüne çalışanların "çikolatalı abur cubur kapma savaşı"na da dahil olunca, içten içe kilo aldığımı hissettim. 
Ofisin en değerli abur cuburları çikolatalı olanlar. Gün içerisinde mutfağa gelmesiyle bitmesi bir oluyor :)
Neyse ki bu durum uzun sürmedi. Motivasyonumu tekrar sağlayıp, normal zamandaki gibi şağlıklı bir beslenme düzenine geçip spora başladım. Geçtiğimiz haftadan beri pazartesi-çarş-cuma ofise bir buçuk saat erken gelip sabah sporumu yapıyorum. Salı-perşembe ise, 1 saatlik öğle arasında yemek yemeden önce yarım saat koşuyorum. Tüm bu düzeni sağlamamda spor salonunun iki kat aşağıda olmasının etkisi yadsınamaz bir gerçek :) 
Öğle aralarını koşarak yada masa tenisi oynayarak geçirmek için spor salonu iyi bir alternatif.
Bir şirketin, çalışanlarına spor salonu imkanı sunması bence büyük ayrıcalık. Evet, salon son derece mütevazi olsa da ne yazık ki yaklaşık 150 kişinin çalıştığı Toyota Türkiye'de spor salonunu masa tenisi oynamak için kullanılıyor. 

Kendime not: Ya spor salonu olan bir çalışma ortamında iş bul, yada ofisin bir şekilde mesai saatinden önce yada sonra spor salonuna yorulmadan gidilebilecek yakınlıkta olsun. Yoksa, göbekli çalışan kabusu gerçek olur ;)

#BloggerStajda yazı dizisinin diğer yazılarına ulaşmak için buraya tıklayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşın..