29 Ocak 2017 Pazar

Citroen C4 Cactus ile Karda Mahsur Kalınca Yapabileceğiniz 5 Keyifli Aktivite

2017 Citroen C4 Cactus 1.6 e-HDi ETG6 Shine
Ankara'dan İstanbul'a dönmek zorundasınız. Şansa bakın ki tam da sizin döneceğeniz gün için güzergahınıza özel kar fırtınası uyarısı veriliyor. Başka bir deyişle, Ankara-İstanbul otoyolunun Bolu Dağı mevkiinde kapanması sürpriz değil.

Birlikte olduğunuz otomobil Citroen C4 Cactus ve özellikle onun ev konforunu aratmayan kanepe koltukları ise yolda mahsur kalmayı dert etmenize gerek yok. Bolu Dağı'nın eteklerinde C4 Cactus'ün içinde evinizin konforunda güzelce vakit geçirmeniz için sebep çok. :)

Karda Mahsur Kalınca Citroen C4 Cactus ile Yapabileceğiniz 5 Keyifli Aktivite

1 - ) Sizi polar battaniye gibi saran kanepe koltuklarda oturup uzun zamandır seyretmek istediğiniz filmi izleyin.
2 - ) Film izleme fikrini sevmediyseniz yine kanepe koltuklarda uzanıp kitap okuyun.
3 - ) Kanepe koltukları yatırın ve cam tavandan kar yağışını seyrederek keyif yapın.
4 - ) C4 Cactus'ün air bump'larına karşı kartopu savaşı yapın. (Air bumplar esnektir ve kaportanın maruz kalacağı darbeleri emer, ama sizi ısıtmaz. Otomobilden dışarı çıkarken üstünüze kalın birşeyler giymeyi unutmayın.)
5 - ) C4 Cactus'ün kaputunda kardan adam yapın. (Üstünüze kalın birleyler giymeyi yine unutmayın.)

2017 Mazda 6 Wagon 2.2 SKYACTIV-D 4x4

Hayatımda hiç Ferrari kullanmadım, ama geçtiğimiz aylarda bir haftalığına Ferrari kullanıyormuşcasına İstanbul sokaklarında dolaştım. Bu hissi bana yaşatan otomobil Mazda 6 Wagon'du.
2017 Mazda 6 Wagon 2.2 SKYACTIV-D AWD
"Mazda 6 Wagon'un neresi Ferrari neresi canım?" şeklinde hayıflanmanızın cevabı "İstanbul" kelimesinde yatıyor. Zira, Türkiye'de sadece 13 tane Mazda 6 Wagon bulunuyor. (Kasım 2016 verisi) Ferrari'nin ülkemizdeki 2016 yılı toplam satış adedinin 18 adet olduğunu hatırlatayım. Yani, Mazda 6 Wagon'un teorik olarak Ferrari'den daha "özel" olduğunu söylemek yanlış olmaz. :) Ayrıca, vergiler yüzünden 300bin TL'ye yaklaşan fiyatıyla gerçekten de "özel" bir otomobil..

Daha önce Mazda 6 Sedan'ın 3. jenerasyonunun hem makyajlı hem makyajsız kasalarını 2.0 SKYACTIV-G benzinli motorlu versiyonlarıyla test etmiştim. Wagon karoserle ve 2.2 SKYACTIV-D dizel motorla ise ilk defa birlikteyim. Bu yüzden, klasik sürüş notları paylaşımından ziyade wagon'u sedandan farklı kılan noktaları ve 2.2 dizel motor ile ilgili notlarımı paylaşacağım.

Mazda 6 Wagon, 6 Sedan'dan bile daha etkileyici duruyor.
Wagon ile Sedan'ın Aks Mesafesi Birbirinden Farklı
Bagaj perdesi, bagaj kapağıyla birlikte yükseliyor.

Mazda 6'nın wagon karoserindeki ön arka tekerlekler arasındaki uzunluk (aks aralığı), sedan karoserine kıyasla 8cm daha kısa. (Sedan 2830mm, Wagon 2750mm) Normalde bu uzunlığın aynıdır ve açıkcası başka bir otomobilde böylesi enteresan bir fark var mı bilmiyorum. Bu durumun sebebini de açıkcası bilmiyorum, ama bir avantajı olduğunu söyleyebilirim.


Daha kısa aks aralığı daha iyi karın açısı demek. Yani, dört tekerlekten çekişli Mazda 6 Wagon engebeli yol şartlarında altını daha az sürterek ilerleyebiliyor. Bu arada bu 8cm'lik farkı iç mekanda hissetmeniz mümkün değil. Arka koltuklar hala sedan'da olduğu gibi oldukça geniş bir diz mesafesi sunuyor. 
Türkiye'de satılan tüm Mazda 6 Wagon'lar dört tekerlekten
çekiş sistemine sahip.

Wagon Karoser Hem Daha Seksi Hem Daha Kullanışlı

Dört tekerlekten çekiş sistemi sağolsun,
her türlü zemin koşulunda güvenle ilerleyebiliyorsunuz. 
Mazda 6 Sedan, bana sorarsanız sınıfının ve hatta tüm seri üretim otomobillerin en yakışıklılarından birisi. Sade ama gösterişli çizgilerle zamansız güzel bir tasarıma sahip. Wagon karoser de ise tasarımdaki mükemmellik bir adım yukarıya taşınıyor. Wagon aynı zamansız ve seksi tasarımı daha sportif bir gövdede buluşturuyor. Katılırsınız ya da katılmazsınız bilemem, ama Mazda 6 Wagon'un tasarımı sadece "olağanüstü" olarak nitelendirilmeyi hakediyor.

Beyaz renkli deri döşemeler yeni nesil Mazdaların
olmazsa olmazı. İç mekan bu haliyle son derece
şık ve ferah.
Wagon'un bagaj hacmi 506 litre ile sedana kıyasla 32 litre daha fazla. Ayrıca, çok daha geniş yükleme ağzı sayesinde sedana kıyasla yine daha kullanışlı. Mazda 6 Wagon'da bagaj örtüsünü bagaj kapağına sabitleyebiliyorsunuz. Bu sayede bagaj kapağını açtığınızda bagaj örtüsü de otomatik olarak yukarı kalkıyor. Çok küçük ve basit bir ayrıntı gibi gözükse de gündelik hayatta yükleme yaparken yaparken size inanılmaz kolaylık sağlıyor.

Dizel Motor Gürültülü


2.2 litrelik motorun performansı tatmin edici. Tek eksiği,
ülkemizde en yüksek vergi diliminde yer alması. 
Test otomobilinde görev yapan 2.2 SKYACTIV-D dizel motor, 2000d/dak'da 400 Nm makismum tork ile 4500d/dak'da maksimum 175 bg güç üretiyor. Bu motora, 6 ileri otomatik şanzıman ve dört tekerlekten çekiş sistemi eşlik ediyor. Bu haliyle 1.6 tondan daha ağır olan Mazda 6 Wagon'un 0-100km/s hızlanma süresi ise 8.9 saniye sürüyor.

Bu otomobil benim olsa, büyük ihtimalle günün bir
bölümünü onu seyretmekle geçirirdim.
Motorun her daim istekli karakteri ve hızlanma performansının beni tatmin ettiğini söyleyebilirim. Ne yazık ki, aynı tatmini konu yakıt tüketimi olduğunda yaşayamadım. Dört tekerlekten çekişli yapı ve yüksek ağırlık neticesinde yakıt tüketim değeri iyi hallerde 8-9litre/100km bandında gezindi. Dikkatsizce davranmanız halinde bu değerin daha yukarılara çıktığını hatırlatayım. Ayrıca, doğal olarak kabinde 2.0 SKYACTIV-G motorlu Mazda 6'lara kıyasla daha fazla ses ve titreşim olduğunu da belirteyim. 

Kısaca, seçme şansım olsa Mazda 6 Wagon'u 2.0 SKYACVTIV-G ile almak isterdim. Tam burada, Türkiye'ye gelen tüm Mazda 6 Wagonların sadece 2.2 SKYACTIV-D dizel motor ve 4x4 çekişli olarak getirildiğini belirteyim.

Sonuç

Bugüne kadar kullandığım Mazda'ların hepsi bana göre "özel" otomobillerdi. Sade ama gösterişli, aynı zamansız tasarımlarıyla kalbimi kazandılar. Yüksek kaliteli ve sağlam parçalarla bezenmiş iç makanlara sahiptiler. "Biz premiumuz" demeseler bile her daim premiumlara göz kırpar haldeydiler. Sürüş özellikleri de keza rakiplerine kıyasla daha başarılıydı. 


Anlayacağınız Mazda'ları halihazırda seven bir yapım var. Mazda 6 Wagon ise bu sevgimin MX-5'ten sonra en büyük sahibi oldu. Keşke muhteşem(!) vergilendirme sistemize kurban gitmese de yollarda daha çok Mazda 6 Wagon görsek... şeklinde hayıflanarak yazıyı sonlandırıyorum.

--İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılar--

Yeni Mazda MX-5 ile 25-26 Nisan 2016 tarihlerinde Fethiye'de düzenlenen Türkiye lansmanında buluşma imkanı buldum. 

24 Ocak 2017 Salı

2017 Renault Megane Sedan 1.6 dCi 130 Icon

2017 Renault Megane Sedan 1.6 dCi 130 Icon
Blogun takipçileri dördüncü nesil Megane ile ilgili test yazısını paylaştığımızı bilirler. O yazıyı yazdığımızda Fluence'in akıbeti belli değildi. Çeşitli otomotiv web sayfalarında Fluence'ın artık isim olarak kullanılmayacağı konuşuluyordu. Söylentilere göre Megane Sedan geri dönecekti. Öyle de oldu. Renault, Megane Sedan ismini hayata geri döndürdü. 

Megane Sedan'ın bagaj tasarımı
HB'den devşirme gibi gözükmüyor. 
Megane Sedan'ı sevdim çünkü...

...tasarımı HB'den devşirme gibi durmuyor.

Tasarım anlamında 3. nesilde sıradanlaşan Megane, 4. jenerasyon nihayet eski sıradışı karakterine geri döndü. Yeni Megane HB yazımda fütüristik arka stoplarının oldukça hoşuma gittiğini yazmıştım. Ne mutlu ki aynı LED arka stoplar yeni Megane Sedan'da da kullanılmış.
Üst donanımda full LED farlar sunuluyor.

LED stoplardan daha önemlisi ise Megane Sedan'ın hatchback karoserden devşirme gibi durmuyor olması. 

...motorun performansı ve yakıt tüketimi yüzümü güldürdü.

Üst donanımda head-up ekrana terfi ediyorsunuz.
Test otomobilinde 1.6 dCi Energy 130 isimli dizel motor görev yapıyordu. 3. nesilde de kullanılan motor, 4000 d/dak'da 130 bg maksimum güç ile 1750 d/dak'da 320 Nm maksimum tork üretiyor. Sadece 6 ileri manuel şanzımanla alınabilen motor, 1.5 tonluk Megane Sedan'ı  10.5 saniyede 0'dan 100km/h hıza ulaşabiliyor.


LED stop çizgisi Yeni Megane'ın en sevdiğim
tasarım detayı.
Düşük devirlerden itibaren sunulan yüksek tork, performans beklentilerini fazlasıyla karşılıyor. Manuel şanzıman ise sürücü otomobili algısını kuvvetlendiriyor. Tam bu noktada Megane Sedan'ın Fluence'ten farklı olduğunu anlıyorsunuz. Hem sürüş zevki hem donanımlarıyla yeni Megane Sedan'ın sadece filo otomobili olmadığını düşünüyorsunuz.

Yakıt tüketimi konusunda ise 200km'yi aşkın kullanımım sonrası yakaladığım 6.1 litre/100km'lik değer yüzümü güldürdü. ECO moduna alıp daha dikkatli kullandığınızda bu değerden de düşük değerler kolaylıkla yakalanabilir.

...donanım listesi zengin.

Bana sorarsanız Yeni Megane Sedan,
hem genel özellikleri hem de tasarımıyla
Fluence'ten çok daha başarılı bir otomobil. 

Megane Sedan'ın üst donanımlarında, test otomobilinde olduğu gibi büyükçe dokunmatik bir ekran yer alıyor. Otomobilin neredeyse tüm özellikleri burada toplanmış. Bu ekranda Renault'un multimedya sistemi R-Link'in en son sürümü yüklü geliyor. Harita, radyo gibi standart özelliklerin yanı sıra sürücü koltuğunun masaj ayarı ya da aktif güvenlik donanımlarının kontrolü de yine bu ekrandan yapılıyor.


Masajlı sürücü koltuğunundan da anlaşılacağı üzere Megane Seda'ın donanım listesinde yok yok. 360 derece park sensörlerinden otomatik park pilotuna, head-up displayden tek ayak hareketi ile açılabilen bagaj kapağına kadar aklınıza gelebilecek çoğu donanım bu otomobilde satın alınabiliyor. Bu haliye donanım listesi anlamında sınıfının en dolu otomobillerinden birisi olduğunu söyleyebilirim.

22 Ocak 2017 Pazar

2017 Opel Mokka X 1.4 152 HP AWD Excellence

2017 Opel Mokka X 1.4 152 HP AWD Excellence
Bir haftalık yoğun uyarıların ardından beklendiği gibi oldu. İstanbul'da beklenen kar fırtınası 6 Ocak'ta etkisini göstermeye başladı. Akşam saatlerinde bir anda bastıran "kar fırtınası", 7 ve 8 Ocak'ta da etkisini korudu. 9-10 Ocak'da etkisi azalsa da kar yağışı her daim devam etti.

9 Ocak Pazartesi ve 10 Ocak Salı günleri İstanbul'da okullar tatil edildi. Bazı üniversiteler ise bir haftalık kar tatili vermişlerdi. Dört sene öncesine kadar İzmir'de yaşayan bir İzmirli olarak günlük hayatımda ilk defa bu kadar çok kara maruz kalmıştım. :) Daha keyifli olan durum ise, bu havada dört tekerlekten çekişli Opel Mokka X ile birlikte olacağım gerçeğiydi...


9 Ocak'ta Mokka X'i almadan Opel'deki kontağımı aradım. Telefondayken aramızda tam olarak şu kısa dialog geçti:


Mert: Selam Cihan Bey, bir önceki kullanıcı Mokka X'i teslim edebildi mi? Gelip alayım mı araç kar yüzünden size ulaşmadıysa test programını erteleyebiliriz de?


Cihan: Mert'cim, araç showroomda seni bekliyor. Mokka X bu havalarda dışarı çıkmayacaksa ne zaman çıkacak yahu. :)


Şimdi geri dönüp bakıyorum da bu cevap bile tek başına, Mokka X ile ne kadar eğleneceğimizin bir işaretiymiş. İzmirli olsam da "dört tekerlekten çekişli otomobil ve buz" ikilisi kendimi en rahat hissettiğim ve en keyif aldığım ortamların başında geliyor. Neyse lafı fazla uzatmadan, Mokka X ile ilgili telefonuma kaydettiğim notları hemen paylaşıyorum.

Dört tekerlekten çekiş sistemi zor şartlarda güven demek, eğlence demek, keyif demek. :)
Mokka X'i beğendim, çünkü...

...dört tekerlekten çekiş sistemi keyif verdi. 


Test ettiğim Mokka X'in tam ismi Mokka X 1.4 ECOTEC 152 HP AWD Excellence. Yani, 5600d/dak'da 152 bg maksimum güç ile 2200 d/dak'dan 245 Nm maksimum tork üreten benzinli turbo motora sahip. Bu motor sadece 6 ileri otomatik şanzıman, dört tekerlekten çekiş sistemi ve en üst donanım paketi Excellence ile satın alınabiliyor. Otomobilin toplam ağırlığı ise 1.5 tona yakın. Yani biraz ağır. 9.7 saniyelik 0-100 km/h değeri fena olmasa da 152 bg'lik bir üniteden daha fazlasını bekliyorsunuz.


Asıl keyifli olansa dört tekerlekten çekiş sisteminin (AWD) varlığıydı. Önceden rezervasyon yapmışcasına İstanbul, Mokka X bendeyken inanılmaz bir kar fırtınası altındaydı. :) Ana arterler bile zaman zaman kapandı, buzlanmalar oldu... Kar fırtınası tüm şehri olumsuz etkilerken sadece Mokka X'in yüzü gülüyordu. :) Turuncu rengiyle acil kurtarma aracı edasıyla her türlü yolda emin bir şekilde ilerledik. Karla kaplı olan ara sokaklara dahi korkusuzca girdik. Boş alanlarda zaman zaman yanladık. (AWD sadece yol tutuş için değildir.) Anlayacağınız İstanbul'da test ettiğim bir otomobilden ilk defa bu kadar yüksek keyif aldım.


21 Ocak 2017 Cumartesi

2017 Volvo V40 Inscription (Makyajlı Kasa)

2017 Volvo V40 T3 Inscription
Volvo V40, 2017 model yılı için makyajlandı. Volvo'nun yeni 90 serisi otomobillerinde (S90/V90/XC90) kullanılmaya başlanan yeni nesil "marka öğeleri" V40'a da taşındı:
  • İçeride ve dışarıda kullanılan tüm Volvo logoları yenilendi.
  • Ön farlara Thor'un Çekici imzası atıldı.
  • Donanım seviyelerinin isimleri 90 serisi otomobillerinde olduğu gibi (Momentum, Inscription, R-Design) güncellendi.
  • Yeni jant seçenekleri sunuldu. 
  • Yepyeni döşemelerle iç mekanın havası değişti. 
Bu makyaj operasyonu, "Çocuklar büyüklerini örnek alır." sözünü aklıma getirdi. Tabii bu senaryoda Volvo'nun yeni 90 serisi otomobillerini (XC90/S90/V90) ailenin ebeveynleri, V40'ı ise ailenin haşarı küçük çocuğu olarak kabul etmelisiniz. Lafı fazla uzatmadan V40 Inscription ile ilgili aklımda kalanları paylaşıyorum.

16 Ocak 2017 Pazartesi

2017 Seat Ibiza 1.0 EcoTSI DSG Style

Seat Ibiza 1.0 EcoTSI DSG Style

Otomobiller yaşamları boyunca bir makyaj (facelift) bir yenilenme döngüsü içindedirler. Önce tamamen yenilenirler, ortalama 3-4 yıl sonra makyajlanırlar, sonra yine yenilenirler... Bu böyle sürer gider. 

Bazı otomobiller bu düzene uymazlar ve iki kez makyajlanırlar. Seat Ibiza bu modelerden birisi. 2008 yılından beri satılan dördüncü jenerasyon Ibiza, 2016 model yılı için ikinci defa makyajlanmıştı. Yeni kişiselleştirme seçenekleri ve iç mekandaki güncellemelerin yanı sıra yepyeni bir motora kavuşmuştu: 1.0 EcoTSI. Makyajlı Ibiza'yı daha önce 1.2 TSI motoruyla test edip kozmetik yeniliklerinden bol bol bahsetmiştim. 

Bugün ise 1.0 EcoTSI motorlu makyajlı Ibiza ile birlikteyim. Daha önce kozmetik yeniliklerinden bol bol bahsettiğim için bu yazının odak noktası yepyeni 1.0 EcoTSI motor.

Litrelik motorun performansı, küçük hacimli motorlara
ön yargılı olanları utandıracak cinsten.
Orta konsolda yer alan bardaklıların yeri dışında
kabinde ergonomi konusunda sıkıntı yok. Üst kısımlarda
yumuşak malzemeler kullanılmış.
Ibiza 1.0 EcoTSI DSG'yi sevdim, çünkü...

...performansı ve motorun sesi beklentilerimi aştı.

Test otomobilinde görev yapan 1.0 EcoTSI isimli VW grubunun en son göz bebeği olan benzinli motor, 2000d/dak'da 200 Nm'lik maksimum tork ile 5000d/dak'da 110 bg maksimum güç üretiyor. Sadece otomatik şanzıman (7 ileri DSG) ve üst donanım paketi Style ile satın alınabiliyor. 1 tonun biraz üstünde olan Ibiza, bu şartlar altında 0'dan 100 km/s hıza sadece 9.3 saniyede ulaşıyor.


Bu devirde, Apple CarPlay desteği olan otomobiller
olmayanlara göre yarışa 10 puan önde başlıyor.
Kağıt üstündeki veriler direksiyon başında da etkileyiciliğini sürdürüyor. Otomobil hemen her hızda ileri atılmak için hazır bir şekilde sizden komut bekliyor. Biraz kaba tabirle son derece "iyi yürüyor". Daha önce yeni 1.8 TSI motorlu makyajlı Ibiza Cupra'yı da kullanmıştım. Yani, Cupra'nın sesine ve sürüş dinamiklerine de aşinayım ve bana sorarsanız 1.0 EcoTSI'lık Ibiza'da Cupra'nın baharatları az da olsa kullanılmış. :) Evet, performans anlamında rakip olamazlar ama küçük hacimli motorun özellikle alt devirlerdeki hırıltısı bana bariz bir şekilde Cupra'yı hatırlattı. Her daim ileri 

atılmaya istekli hali ise bu etkiyi güçlendirdi.

...yakıt tüketimi dizellerle yarışıyor.

İstanbul içinde ulaştığım 6.1 litre/100km'lik tüketim değeri yüzümü güldürdü. Bu değer kimi kullanıcıya göre fazla kimi kullanıcıya göre az olabilir, ancak 1.6 dizel otomatik modellerle İstanbul içinde 6.0-6.5 litre/100km'lik değerleri yakaladığımı ve motorun turbo motor olduğu düşünüldüğünde kesinlikle iddialı olduğunu söyleyebilirim.Tabii 110 bg'nin tamamını da kullanmak istediğim durumlarda 7.5-8.0 litre/100km'lik tüketim değerlerini de gördüğümü ekleyeyim.
Sunroof sadece yukarı doğru kalkıyor, arkaya doğru kaymıyor.

Sürprize yer yok. Ibiza'nın tasarımı sade, spor ve göz güzel
görünüyor.
...fiyat avantajı "Dizele ne gerek var" dedirtiyor.

Bu yazıyı yayınladığım tarihte (15 Ocak 2017) 1.0 EcoTSI DSG'nın başlangıç fiyatı 59.900TL idi. Aynı Ibiza'nın 90 bg'lik 1.4 TDI DSG dizel otomatik seçeneği ise 72.600TL'ye satılıyordu. Yani, benzer donanımlı ve otomatik şanzımanlı benzinli ve dizel motorlar arasında 12.700TL'lik görece yüksek bir fiyat farkı var.

Dizel otomatik Ibiza'yı kullanmadım, ancak benzinli otomatiğe kıyasla daha düşük tüketim değerine sahip olacağını söylemek yanlış olmaz. Ne var ki 1.0 EcoTSI'ın halihazırda düşük olan tüketim değerinin, yüksek km yapmayan kullanıcılara önemli bir avantaj sağlayacağını düşünüyorum.

Ibiza 1.0 EcoTSI DSG'yi sevmedim, çünkü...

...sunroof sadece yukarı doğru yükseliyor. 

Yazının başında yorumlarımda motora odaklanacağımı söyledim. Ne var ki, motor ile ilgili hoşuma gitmeyen taraf pek yok. Bu yüzden, genel olarak Ibiza'da hoşuma gitmeyen iki noktadan bahsediyorum.