Artık İçi de Dışı Kadar Çekici. Makyajlı Mazda 6.

Mazda 6 makyajlandı. Söylemiş miydim?

Mazda 6'yı ilk defa test ettiğimde "Ayaklı Heykel" başlığını kullanmıştım. Bugün ise Mazda 6'nın makyajlanan modeli ile birlikteyim ve yeni modelle buluşana kadar aklımda tek bir soru vardı: Bir heykel ya da bir sanat eseri nasıl makyajlanır? Makyajlanmalı mıdır? Küçük değişiklikler yapılarak ve özü bozulmadan iddiası nasıl tazelenir?

Makyajlı 6 ile buluştuktan sonra anladım ki Mazdacılar bu işi gayet iyi kotarmış. Genel olarak başarılı olan ürünlerinin ruhunu bozmadan iddiasını tazelemiştir. ek eleştirebildiğim nokta olan yaşlı görünen eski iç mekanı yenilemişler. Görselleri artık çağdışı kalmış multimedya ekranını günümüze uygun modern bir ekranla yenilemişler.

Yeni LED farlar ve sis farı çevresinde farklılaşan tampon
tasarımı, Mazda 6'nın çehresini tazelemiş.

Makyajlı Mazda 6'yı sevdim çünkü...

Makyaj öncesindeki etkileyici görünüm aynen
devam ediyor.

...tek sevmediğim nokta olan iç mekan yenilenmiş.

Mazda 6 ile ilgili eleştirdiğim ana nokta, dış tasarımın kusursuzluğunun yanına yaklaşamayan iç mekanıydı. Yaşlı hissettiriyordu. Ayrıca, eski grafiklere sahip başarısız bir multimedya ekranı vardı.

Makyaj sonrası arka stoplar LED'lendmiş ve iç deseni
yenilenmiş. 

Makyajla birlikte iç mekan tasarımı güncellenmiş. Malzeme kalitesinde eskiden de sorun yoktu, ama şimdi tasarımı da oldukça çekici. Bu arada, multimedya ekranı yenilenmiş. Güncel Mazda modellerinde de kullanılan ve merkezi kontrol sistemine sahip multimedya ekranı makyajlı 6'da da yerini almış. Ekran artık konsola gömülü değil. Bu sayede daha alçak tasarlanabilen ön konsol ferahlık hissini artırmış. 

...dış tasarım, kusursuzluğu bozulmadan tazelenmiş. 

Makyajla birlikte Mazda 6'nın iç tasarımı artık dış
tasarımının yanında geride kalmıyor.  

Mazda 6, Japon markanın güncel tasarım dili "Kodo: Hareketin Ruhu"nun ilk temsilcisi olarak yollara çıktı. İlk andan itibaren beğenilen tasarım, bana sorarsanız üzerinden yıllar geçse bile eskimeyeceğe benziyordu.

Mazda tasarımcıları da benimle aynı düşüncede olacaklar ki dışarıda sadece minör değişiklikler yapmayı yeterli bulmuşlar. Arka cephede daha berrak camlara sahip arka stoplar fark ediliyor. Ön yüzde ise xenon'dan LED'e terfi eden ön farlar öncelikle fark ediliyor. Dikkatli gözler ise ön tamponda sis farları ve çevresindeki tasarımın değiştiğini de farkedeceklerdir.

...mühendislik harikası benzinli motoru sevmemek için sebep yok.

Mazdacılar amiral gemilerinde sadece kozmetik iyileştirmeler yapmışlar. Yani, motorlarda bir yenilik yok. Test aracında kullanılan 2 litrelik benzinli atmosferik motor, hala seri üretimdeki en verimli benzinli ünitelerden birisi olma ünvanını koruyor. 

Mazda 6'nın 2litrelik atmosferik benzinli motoru dünyanın en yüksek sıkıştırma oranına sahip motoru olarak biliniyor. 6000 d/dak'da 165bg maksimum güç ile 4000 d/dak'ta 210 Nm tork üretiyor. İstanbul içindeki gündelik hayatımda normal kullanımda 8.2litre/100km gibi 2.0 litre klasmanındaki bir motora göre efsanevi sayılabilecek bir tüketim değerine ulaştım.

Tabii şanzımanı Sport moduna (bu arada makyajla birlikte şanzımana Sport modu eklenmiş.) alıp gazla daha yakın ilişkiye girdiğiniz zaman tüketimi iki haneli değerlerin üstüne çıkarmak zor değil. 

Otomatik şanzımanın artık "Spor" modu
var. Direksiyonun hemen yanındaki
bir buton yardımıyla değiştiriliyor.

Mazda 6'yı sevmedim çünkü...

...dizel motor oldukça yüksek fiyat etiketine sahip.

Mazda 6 makyajdan önce sadece 2.0 litrelik benzinli motor ile satılıyordu. Makyajdan sonra ise dizel motor da fiyat listesindeki yerini aldı. Yalnız bir sorun vardı. Dizel motorun hacmi 2.2 litreydi. 

2 litrelik benzinli motorlu Mazda 6'lar, ülkemiz vergi düzeninde 1.6-2.0 litre arasındaki motorlara uygulanan %90'lık dilime takılıyordu. Bu yüzden, 1.6 ve daha düşük hacimli motorlara sahip rakiplerinden daha yüksek fiyatlara satılıyordu. Dizel motorlu Mazda 6'lar ile 2.2 litre hacmi dolayısıyla en yüksek vergi dilimine girerek %145'lik vergiye maruz kaldı. Başka bir deyişle, fiyatları oldukça yukarıda. Mazda Türkiye ise, sadık Mazda tutkunlarının talepleri doğrultusunda dizel motorlu Mazda 6 da ithal etmeye başladı. 

Bu arada, benzinli Mazda 6'nın fiyatları 149bin TL, 2.2 litrelik dizel Mazda 6'nın fiyatları ise 240bin TL seviyesinden başlıyor. Detaylı fiyat listesi için buraya tıklayabilirsiniz.

Her açıdan etkileyici görünüyor ve genel olarak oldukça başarılı! Bir de yüksek fiyatı olmasa...

Deniz, Kum, Güneş. Bir de Mazda MX-5.

2016 Mazda MX-5 1.5 Skyactiv-G.

Jinba Ittai, Japonca'da at ve binicisinin tek yürek olduğunu anlatan felsefenin adı. Bu felsefeye göre atı başarıyla kontrol etmenin yolu fiziksel güçten ziyade, at ve binicisinin uyumundan geçiyor. Bu ifadenin anlamını ve önemini bilmeniz özellikle önemli, çünkü bu hikayede atınız yeni Mazda MX-5, binicisi ise sizsiniz.

Mazda mühendisleri yeni MX-5'i tasarlarken bu düşünceyi aklından hiç çıkarmamış. Daha koltuğa oturduğunuz anda otomobille bir olduğunuzu hissedebiliyorsunuz. Atınızın (!) arkadan çekişli yapısı sürüşün ilk dakikalarında yüzünüzde sebepsiz bir gülümseme oluşmasını sağlıyor. Şanzımanla yeterince zaman geçirdiğinizde ise kısa yolları ve kemikli geçişleri çoktan mest ediyor. Manuel açılan tavanı kolayca açtığınızda gülüşünüz çok uzaklardan fark edilir bir hal alıyor. Yol tutuş mu? İşte o, zaman zaman kahkaha atmanızı sağlıyor.

Bu neşemin bir diğer sebebi de koltuk kafalılarının içine
gizlenen BOSE hoparlörler.

Tavanı kapalıyken de çekili görünüyor.
Öyle değil mi?

Türkiye yollarında dolaşacak olan MX-5'ler 1.5 veya 2.0 litrelik atmosferik benzinli iki motor seçeneğine sahip olacak. İki motor da sadece, 6 ileri manuel şanzımanla satın alınabilecek. Türkiye'deki satışların büyük bölümünü oluşturması beklenen 1.5 motor 7000d/dak'da 131 bg güç ile 4800d/dak'da 150 Nm tork üretirken, 2.0 motor 6000d/dak'da 160 bg güç ile 4600d/dak'da 200 Nm tork üretiyor. 0-100km/s hızlanma süresi ise iki motor sırasıyla 8.3 ve 7.3 saniye olarak veriliyor. Yüksek hacimli motorun bir diğer farkı, sahip olduğu sınırlı kaymalı diferansiyel.

Deniz, kum, güneş. Bir de Mazda MX-5. :)

Power donanımından itibaren Bose ses sistemi sunuluyor. 8+1 ses düzenine sahip sistemde 4 hoparlör koltuk kafalıklarına 
yerleştirilmiş. Yani, koltuğa oturduğunuzda 
kafanızın hemen sol ve sağ yanında birer hoparlör bulunuyor. Böylelikle üstü açık kullanımda dahi müzik keyfiniz sekteye uğramıyor. Ayrıca tavanın açık ya da kapalı olduğunu algılanıp ses optimizasyonunu buna göre ayarlanıyor.

MX-5 ile ilgili hoşuma gitmeyen hiçbir şey yok mu peki? Aslında bir tane var. Kabin günlük kullanımda kulanışlılık adına yeterli değil. MX-5'te kabinin darlığından dolayı torpido gözü ve kapı içi gözleri yok. Torpido gözü yerine iki koltuk arasında kilitli kapaklı bir göz var. Ayrıca orta konsolda bir iPhone alacak büyüklükte kapaklı bir alan ile dirseğinizin arkasında kalan iki bardaklık yer alıyor.

Benim için sorun olmayan, ancak bazı uzun boylu arkadaşlarımın hoşnut olmadığı nokta ise, kabinin sınırlı yapısı. Direksiyonun derinlik ayarı, koltukların yükseklik ayarı yok. Koltuğu ileri götürdüğünüzde aynı zamanda yükseliyor, geri götürdüğünüzde benzer bir şekilde alçalıyor. Mazda mühendisleri kabinin sınırlı hacminden dolayı ortaya çıkan bu çözümü "koltuğu direksiyona yaklaştırmak isteyen insan, aynı zamanda yükseltmek de ister" diyerek açıklıyor. 

Uygun Fiyatlı "Warm Hatch". Hyundai i30 Turbo.

Hyundai i30 Turbo

i30, Hyundai için oldukça önemli bir isim. Hyundai i30 ismi ilk defa anons edildiğinde, Hyundai büyük bir dönüşüm ve gelişim sürecinin henüz başındaydı. Bu sürecin adı "Avrupa'ya Uyum Süreci"idi. İlk jenerasyon i30'un açtığı yolda Hyundai, Avrupalı rakipleri arasında söz sahibi olmaya başladı. İkinci nesil i30 da Güney Koreli markanın bu geleneği sürdürmesine yardımcı oldu. 

Stoplar LED'li.

Geçtiğimiz sene gördüğü makyajın ardından yenilenmek için hazır bekleyen ikinci nesil i30, en güçlü versiyonu i30 Turbo ile Akselerasyon'un test konuğu oldu. Aklımda kalan detayları hemen paylaşıyorum.

Çift egzos çıkışı gücü vurguluyor.

Hyundai i30'u beğendim, çünkü...

geri görüş kamerası güvenliği destekliyor.

18 inçlik janslar Sport donanımda standart.

Geri görüş kamerası, otomobilin arka tasarımındaki bütünlüğü korumak adına bagaj kapağının üzerindeki Hyundai logosunun arkasına gizlenmiş. Geri vitese geçtiğiniz zaman bu logo hareket ediyor ve altından geri görüş kamerası çıkıyor. Kameranın aktardığı görüntü iç dikiz aynasına yansıtılıyor. Böylelikle gözünüzü aynadan ayırmadan geri görüş kamerasının görüntüsünden faydalanabiliyorsunuz. 

Nasıl olduğunu anlamak için instagram hesabımızdaki kısa videoyu seyredin. 

...genel kullanım özellikleri başarılı.

1.78 metrelik boyumla ben otomobilin beş koştuğunda da oldukça rahattım. Otomobili sürerken de beni rahatsız eden bir unsurla karşılaşmadım. Her şey yerli yerindeydi, ama sanki bir lezzet eksikti. Bugün artık A sınıfı otomobillerde bile sunulmaya başlanan büyük multimedya ekranının eksikliği hissediliyordu.

...tasarımı dikkat çekici.

İç mekanda da kırmızı detaylar var. 

1.6 litrelik turbo motorlu i30'u Türkiye'de sadece Sport donanımı ile satın alabiliyorsunuz. Sport donanımımda diğer donanımlardan farklı olarak daha sportif ön ve arka tampon sunuluyor. Bu tamponların standart i30'dakilere göre beni daha fazla heyecanlandırdığını söyleyebilirim. Otomobilin kırmızı gövede rengi de bu i30'un daha sportif olduğuna ipucu niteliğinde. 18 inç jantlar ise cabası..

Turbo motor 186 bg maksimum güç üretiyor.

i30 Sport'un kabininde de kırmızı detaylara bolca yer verilmiş. Direksiyon, vites topuzu, kapı içi gibi noktalarda kullanılan kırmızı detayların haricinde, kırmızı dikişli spor koltuklar dikkat leri çekiyor. Bu koltukların yan destekleri hızlı girdiğiniz virajlarda sizi yerinizde tutmak için can atıyor.

Hyundai i30'u beğenmedim, çünkü...

...yakıt tüketimi yüksek.

1.6 litrelik benzinli turbo motor kağıt üstünde üstünde etkileyici değerlere sahip. 5500d/dak'da 186 bg maksimum güç ile 1500-4500d/dak arasında 265 Nm maksimum tork üretiyor. 6 ileri manuel şanzımanla satın alınabiliyor ve 0-100km/h hızlanmasını 8 saniyede tamamlıyor.

Performans hissi olarak "klasik" bir aile hatchback'i olmadığının sinyallerini veren i30 Turbo, konu yakıt tüketimi olduğunda konuyu hızla değiştirmeye çalışıyor. Şehir içinde 9.6 litre/100km olarak verilen fabrika tüketimi değerini açıkcası ben yakalayamadım. İstanbul şehir içinde yakaladığım en optimistik değer 11 litre/100km oldu. 

  

Volvo S90'ı Hissetmek. [Lansman Yazısı]

Volvo'nun amiral gemisi S80, İsveçli markanın yeni isimlendirme stratejisi doğrultusunda yerini S90'a bıraktı. Yeni XC90'ın ardından 90 serisinin ikinci üyesi olarak tanıtılan S90'ın Türkiye basın lansmanı ise 3 Haziran 2016 tarihinde İstanbul Raffles Otel'de yapıldı. İzleyici deneyiminin üst düzeyde olduğu etkinlikte S90'ı en sıcak şekilde deneyimleme(hissetme) şansı buldum. 

Etkinlik izleyici deneyimi açısından son derece başarılı olduğu için bu yazıda, lansmanda kullanılan videolar ve sunumlara bolca yer verip sunum atmosferini ve akışını olduğu gibi aktarmaya çalıştım. Umarım, yazının sonuna geldiğinizde etkinliğe katılıp S90'ı siz de hissetmiş olursunuz...

Volvo S90'ı Yaklaşık 1 Saat Boyunca Dört Farklı Odada Deneyimledik

S90'ı ve "yeni Volvo"yı deneyimlememiz için dört farklı oda hazırlanmıştı. İlk oda "Karşılama Odası"ydı ve bizleri karşılayan isim Halit Ergenç'di. Halit Bey'in küçüklüğünden itibaren Volvo ile olan yakın ilişkisini ve anılarını kendi ağzından dinledik. Volvo'nun 2020 vizyonu (aşağıdaki video) ve S90 global tanıtım filmini (yukarıdaki video) izledik. Ardından, yine Halit Ergenç'in yönlendirmesi ile "Ürün Odası"na geçtik.

Bu odada Volvo Cars Türkiye Ürün Müdürü Kubilay Polat, bizi karşıladı. S90'da geleneksel Volvo tasarım öğelerinin günümüz değerleriyle nasıl dengeli bir biçimde harmanlandığını, standart donanımdaki yarı otonom sürüş sistemi Pilot Assist'in 130km/h hıza kadar S90'ın kendi kendine ilerlemesini sağladığını ve 19 hoparlörlü Bowers&Wilkins ses sisteminin otomobile kattığı artı değerden bahsetti. (Bu sunum, aşağıdaki videonun text haline oldukça yakındı.) Zaten, bir sonraki durağımız "Bower&Wilkins" oldu.

Bower&Wilkins ekibi, Volvo'nun 90 serisi otomobillerinde opsiyonel sunduğu ses sistemi ile yaşayabileceğimize benzer bir deneyimi bizlere yaşattı. 3 boyutlu sesler ve led ışık sütunlarının dansıyla desteklenen gösteri oldukça etkileyiciydi.

Lansmanın asıl etkileyici kısmı ise kuşkusuz, S90'ın bizimle buluştuğu "Performans Odası"ydı. Parkur sporunun dahil edildiği etkileyici dans gösterisinin ardından S90 sahneye geldi. (Şovun tamamını aşağıdaki videoda izleyebilirsiniz.) S90'ın sürücü koltuğundan inen Halit Ergenç'in etkinliğin bittiğini anons etmesinin ardından S90'ı bizzat kendim deneyimledim.

S90'ı Nasıl Buldum?

Fotoğraflarda bu kadar hissetmesem de, S90'a yaklaştıkça otomobilin aslında ne kadar alçak olduğunu farkettim. S90, sınıfının hem en uzun ve en geniş hem de en alçak otomobili. Bu da ister istemez güçlü bir görünümü beraberinde getiriyor. Sokakta gördüğünüz zaman ikinci defa bakmak isteyeceğinizi garanti edebilirim!

Yanına yaklaşınca ne kadar alçak olduğunu fark ediyorsunuz. 

İlk Microsoft Hololens deneyim oldukça "gerçekçi"ydi. 

Evet tasarım şahane, ancak coupe-vari yapı dolayısıyla aklımda hemen arka koltuk hacmi ile ilglii soru işaretleri oluştu. Arka koltuğa oturdum, diz mesafesi "gayet yeterli"ydi. Baş mesafesi ise "yeterli"ydi. Kabin XC90 ile neredeyse tamamen aynı diyebilirim. Bir başka deyişle, plastik nadir; deri ahşap ve metal cömertçe kullanılmış. İskandinav tasarımının bir getirisi olarak açık renkli malzemelerin de desteğiyle ferahlık üst düzey.

Türkiye'ye öncelikle 2 litrelik D5 dizel motor, 8 ileri otomatik şanzıman ve AWD dört tekerlekten çekiş sistemiyle gelecek olan S90, yaklaşık 290bin TL'den başlayan etiket ile satılıyor. Ön siparişleri başlayan model, Eylül ayında Türkiye'deki sahipleri ile ilk defa buluşacak.

Microsoft Hololens de S90'ı Karşılamak için Oradaydı.

Fuaye alanında Volvo S90 ile ilgili çeşitli özelliklerin tanıtıldığı standlar mevcuttu. Bunlar arasından benim ilgimi çeken ise artırılmış gerçeklik deneyini sunan Microsoft Hololens'in kullanıldığı "Volvo İnovasyon" standıydı.

Aslında bir stanttan çok bir oda olarak tanımlayabileceğim alanda, Microsoft Hololens'i kullanarak S90'da kullanılan güncel Volvo teknolojilerini deneyimledik. Oda içerisinde Volvo teknolojilerini (Intellisafe, City Safety, Pilot Assist...) size tüm detaylarıyla aktaran yetkilinin sesine, Hololens'in "gerçekçi, renkli ve canlı" görüntüleri eşlik etti. Karanlık odanın duvarları Hololens ile canlandı.

Microsoft Hololens, Türkiye'de ilk defa Volvo Car Türkiye tarafından kullanılmış oldu. Bir sonraki hamle ne mi olacak? Bimiyorum. Mesela Hololens  otomobilinizi evinizin konforundan sipariş etmek ya da otomobilinizle test sürüşüne çıkmak olabilir...

Makyajlı Corolla Haziran Sonunda Türkiye'de [Lansman Yazısı]

11. nesli ile satışta olan Toyota Corolla, daha şık bir görünümle yoluna devam ediyor. 

2016 yılında 50. yılını kutlayan ve Toyota'nın en çok bilinen modeli olan Corolla, Haziran ayının sonundan itibaren yeni görünümüyle Türkiye'de de satılmaya hazırlanıyor. "Daddy Cool" sloganıyla pazarlanan makyajlı Corolla, daha şık ve prestijli görünen dış tasarımı ile babaların ilk tercihi olmaya devam etmeyi planlıyor.

Arka stoplarda LED kullanılmış.

Dış tasarımda ön ve arka yüzdeki minör değişiklikler göze çarpıyor. Yeni tasarımlı LED gündüz farlarına sahip yeni ön farlar ile ön tampon ön yüzün dikkat çeken yenilikleri. Arka cephede LED kullanılan ve iç deseni yenilenen stoplar göze çarpıyor. Yan cam çıtası, kapı kolları, ön panjurda kullanılan krom detaylar ise Corolla'nın "taze ve yeni" bir görünüme kavuşmasını sağlıyor.

İç mekan artık Auris ile aynı. Çift renkli kabin ferahlık sunuyor.

Corolla ile Auris aynı platform üzerinde şekillense de bugüne kadar farklı dış ve iç tasarımlara sahiplerdi. Corolla geçirdiği makyaj operasyonu sonrası bu anlaşmayı bozdu. Makyajlanan Corolla, geçtiğimiz sene makyajlanan Auris ile artık aynı iç mekan tasarımını paylaşıyor. İki model arasındaki ise hala bir fark var. Corolla'nın kabini çift renkli olarak da tercih edilebiliyor. Benim bildiğim kadarıyla Auris'te bu seçenek yok ve çift renkli kabin oldukça ferahlık sunuyor.

Makyajlı Corolla, "Daddt Cool" sloganı ile pazarlanıyor.
Modelin global reklam filminin de İstanbul'da çekildiğini
hatırlatayım.

Dış mekanda da artık üç farklı gövde rengi sunuluyor. Platinyum Metalik, Kırmızı Mika ve Günbatımı Bronz renkleri arasından benim en çok hoşuma giden ise son fotoğrafta görebileceğiniz Günbatımı Bronz rengi. 

Kozmetik yeniliklere odaklanan makyaj operasyonu sonrası Corolla'nın motor seçeneklerinde herhangi bir yenilik yok. Lansmanda söylenene göre ise kabin yalıtımında iyileştirme var. Torpido gözünün arkasına eklenen yeni yalıtım malzemeleri sayesinde Corolla'nın daha sessiz bir sürüş sunuyor. 

Lansmanda konuşan Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş. CEO'su Ali Haydar Bozkurt, “50 yıl önce otomotiv dünyasına merhaba diye Corolla, bugün artık bir efsane. Hiçbir otomobil modeli Corolla’nın yakaladığı başarıya ulaşamadı. Geçtiğimiz yıl Türkiye’de 34.961 adetlik satışla filo hariç en çok tercih edilen model olan Corolla ile perakende pazarında yine birinci olmayı hedefliyoruz. Corolla itici gücümüz ve olmaya da devam edecek. Türkiye’de de üretilecek olan Corolla yerlilik oranının yüksekliği ile de aynı zamanda filo pazarında da çok daha fazla tercih edilmeye başladı. Özellikle kamu alımlarında dikkat çekici bir seviyeye ulaştık." dedi.

Makyajlı Corolla'nın satış fiyatları, satış tarihi (Haziran sonu) yaklaşınca netlik kazanacak.

Fiat Egea HB. Ezber Bozan Hatchback [Lansman Yazısı]

Egea ailesi, Egea HB ile genişliyor. Egea HB'de Egea Sedan'a kıyasla daha zengin donanım sunuyor. 

LED gündüz farları, Egea Sedan'da sunulmuyordu.

Tofaş’ın 1 milyarlık dolarlık yatırımla hayata geçirdiği Egea projesi, meyvelerini vermeye devam ediyor. Geçtiğimiz sene satışına başlanan Egea Sedan’ın ülkemizde ve Avrupa pazarlarında yakaladığı yüksek başarıdan sonra bugün, Egea HB’de seri üretimine başlanıyor. Egea HB, iki yıl aradan sonra İtalyan markanın kompakt HB pazarına geri dönüş  bileti olma özelliği taşıyor.

Çok alçalmayan tavan çizgisi, ferah arka koltuklara işaret ediyor.

En üst donanımda sunulan 7 inçlik multimedya ekranı
yüksek çözünürlüğüyle beğenimi kazandı.

Egea HB, daha ilk buluşma anından itibaren sedan kardeşinden farklı olduğununun sinyallerini veriyor. Farklı tasarımlı ön tampon, krom detaylar ile sedan kardeşinde sunulmayan LED gün farları, birlikte olduğunuz Egea’nın sedan olmadığının ilk belirtileri. Diğer bir farklılık ise otomobilin neredeyse hiç alçalmadan bagaj kapağına kadar ulaşan tavanı. Böylelikle arka koltuk yolcuları için sedandan daha ferah baş mesafesi sunuluyor. Buna karşın, C sütunun tasarımına gözünüzün alışması bir miktar zaman alıyor. Egea HB’in bagaj kapağının ardındaki 440 litrelik değer ise kompakt HB sınıfının en geniş bagaj hacmi anlamına geliyor.

Egea HB, ülkemizde üç farklı donanım seviyesi ile satılmaya başlandı. Donanım paketlerinin isimleri(Easy Plus, Urban Plus, Lounge Plus) Egea Sedan’dan tanıdık olsa da Plus takısı Egea HB’in sedan kardeşinden daha daha dolu bir donanım listesi ile karşımızda olduğununun ilk işaretini oluşturuyor.

Egea HB'in arka stop tasarımı Giulietta'yı andırmıyor değil...

Donanım tablosunun en can alıcı kalemlerinden birisini Adaptif Hız Sabitleme Sistemi, Çarpışma Riski Uyarı Sistemi ve Otomatik Acil Durum Frenini barındıran “ileri sürüş destek sistemleri” oluşturuyor. Otomatik Acil Durum Freni dışındaki iki önemli güvenlik donanımını da lansman sırasından deneyimleme imkanı buldum. Ön tamponun altında yer alan radar modülü aracılığıyla çalışan bu sistemlerin oldukça başarılı çalıştığını ve sürücüsüne güven verdiğini belirtebilirim. İleri sürüş destek sistemlerinin opsiyon yerine standart donanım paketleri içerisinde yer alması ise beğenimi kazanan bir diğer detay.

440 litrelik bagaj hacmi ile Egea HB sınıf lideri.

Egea HB’de Egea Sedan’dan farklı olarak sunulan bir diğer donanım ise tablet tarzı 7 inçlik dokunmatik multimedya ekranı. Geri görüş kamerasının görüntüsünün de aktarıldığı ekranda navigasyon yazılımına ve Apple Carplay özelliğine de sahip olmak  iserseniz  kullanmak isterseniz Nivagasyon Paketi opsiyonunu tercih etmeniz gerekiyor.

Gelelim Egea HB’in motor seçeneklerine. İtalyan markanın yeni kompakt HB modelli Türkiye’de ikisi dizel, ikisi benzinli olmak üzere dört farklı motor seçeneğiyle satılacak. Benzinli motor gamında 1.4 Fire atmosferik motor ile 1.4 T-Jet turbo benzinli motor yer alacak. Atmosferik ünite 6000d/dak’da maksimum 95 bg güç ile 4500d/dak’da 127 Nm tork üretirken, tubo benzinli motor 5000d/dak’da 120 bg maksimum güç ile 2500d/dak’da 215 Nm’lik maksimum tork üretiyor. Dizel cephesini oluşturan 1.3 Multijet ile 1.6 Multijet ise sırasıyla 95 bg maksimum güç (4000d/dak) ve 200Nm maksimum tork (1500d/dak) ile 120 maksimum bg (3750d/dak) 320Nm tork (1750d/dak) değerlerine sahip.