30 Ocak 2015 Cuma

Çekik Gözlü Alman. Hyundai Elantra.

Hyundai Elantra 1.6 D-CVVT Benzinli Otomatik
Hyundai, son yıllarda büyük bir değişim ve gelişim içerisinde. Güney Koreli markanın globalde ve özellikle Avrupa'da daha yüksek satış adetlerine ulaşmak istediği biliniyor. Bu doğrultuda Hyundai'nin attığı adımlardan aklıma ilk gelenler ise, Avrupa'da tasarım ofisi açarak yeni modellerinin bazılarını burada tasarlaması ve Dünya Ralli Şampiyonası'na (WRC) katılım göstermesi.

Bugün Akselerasyon.com'a konuk olan Hyundai Elantra, Hyundai'nin bu vizyonla Rüsselsheim, Almanya ofisinde tasarlayıp geliştirdiği hatchback i30'un sedan karoserli versiyonu olarak tanımlanabilir. Avrupa, daha çok hatchbackci sever bir topluluk. Bu yüzden hedef kitlesi tam olarak Avrupalı müşteriler olmasa da i30 gibi Elantra da, Alman rakiplerini gözüne kestirmiş durumda. Bakalım "çekik gözlü Alman" sıfatını ne kadar hak edebilmiş...


Cesur Dış Tasarım


Avrupalı üreticilerin tasarım anlamında birbirini kopyaladığı bugünlerde Hyundai Elantra, özgün ve cesur sayılabilecek çizgileri ile kendi sınıfında rakiplerinden farklılaşıyor. Otomobilin genel silüetindeki dalgalı form, gövde parçaları üzerindeki girinti ve çıkıntılarda da kendini hissettiriyor. Ön ve arka aydınlatma grubu genel tasarımla uyumlu uzun ve kıvrımlı olarak tasarlanmış. Aynı şekilde yan cam profili de dalgalı tasarım çizgisinden nasibini almış.
Kıvrımlı gövde hatları otomobili sarmış.
İlginç yapıdaki LED gündüz farları tek kelimeyle şahane görünüyor.
Makyajlı versiyonu Türkiye'de 2014'ün ilk çeyreğinde satışa sunulan Elantra'nın ön ve arka aydınlatma grubu ile tamponlarında minör değişiklikler var. Aydınlatma elemanlarının iç desenleri otomobilin akıcı silüetine daha fazla uyum göstermesi adına güncellenmiş. Makyajdan sonra düz halojen yerini mercekli farlara bırakmış. Son derece şık ve çekici görünen LED gündüz farları da ön farın iç yapısında yerini almış. Makyajla birlikte yenilenen arka stopların iç deseni, uzaktan bakıldığında LED kullanıldığını düşündürüyor. Biraz yaklaştığınızda ise, burada normal ampüllerin kullanıldığını fark ediyorsunuz.
Stoplar LED gibi görünse de aslında burada aslında normal ampül kullanılmış.
Dalgalı Tasarım İçeride de Devam Ediyor.

İç mekana geçtiğimde ilk olarak, dış tasarımla iç tasarımın ne kadar uyumlu olduğunu fark ettim. Bolca kıvrımlı çizgiler burada da egemen tasarım unsuru olarak karşımıza çıkıyor. Ergonomik olarak bir problemi olmayan iç mekan, kabin kalitesi olarak da tatminkar sayılabilir. 

İç mekan ergonomik yapısı ve tatminkar malzeme kalitesiyle beğeni topluyor. Çift renkli yapı ve açık renkli döşemeler iç mekanı daha da ferah yapmış. 

27 Ocak 2015 Salı

Volvo S60 Inscription, Amerika'ya İhraç Edilecek Çin Üretimi İlk Otomobil Olacak

Volvo S60 Inscription, standart S60'dan 3.4 inç(yaklaşık 8.6 cm) daha uzun dingil mesafesine sahip. Yani, limuzin konforunda arka koltuk ferahlığı sunuyor. S60 Inscription'ın kalbinde 240 beygir üreten 2 litrelik turbo benzinli T5 motor görev yapacak. Model, önden yada dört tekerlekten çekişli olarak alınabilecek. 
Volvo, standart S60'a göre daha uzun dingil mesafesine sahip S60 Inscription'ı Amerikan pazarında satışa sunmaya hazırlanıyor. S60 Inscription Amerikan otomotiv tarihinde önemli bir yer edinecek; çünkü modelin üretim yeri Volvo'nun Çin'deki Chengdu fabrikası. Bir diğer deyişle, Volvo S60 Inscription Çin'de üretilip Amerika'ya ihraç edilen ilk otomobil olarak tarihe geçecek.

2000'li yıllarda Ford grubu bünyesinde olan İsveçli premium otomobil devi Volvo Cars, "yeterince" kar etmediği düşüncesiyle 2000'lerin sonunda Ford tarafından satılığa çıkarılmıştı. Bunun üzerine, Çin'in en hızlı büyüyen* otomotiv devi Geely, 2008 yılında Volvo'ya talip olduğunu açıklamış, ardından 2010 yılında 1.8 milyar dolar ödeyerek Volvo'yu bünyesine katmıştı. Bu alışveriş sonrasında ise, Volvo'nun yeni dönemi başladı. Finansal olarak önünde hiçbir engel kalmayan Volvo, önce tüm ürün ve motor yelpazesini %100 Volvo Ar-Ge'si ile yeniden şekillendireceğini açıkladı. Sonra, yapılacak yatırımlarla Çin pazarının iki ana pazarlarından birisi olmasını sağlayıp, 2020 yılında global satış adetlerinin bugünkü değerlerin iki katına, yani 800bin otomobilin üzerine, çıkarılmasının hedeflediğini duyurdu. Çin'de 3 adete kadar fabrika açılması da Volvo'nun açıkladığı planları arasındaydı. 
Volvo S60L. Volvo Cars Chengdu Plant, China. 
Volvo'nun Çin'de açtığı ilk üretim tesisi, Chengdu fabrikası, Kasım 2013 yılında üretime başlamış ve fabrikada üretilen ilk model ise S60'ın uzun dingil mesafeli versiyonu S60L olmuştu. Temelde Çin pazarının istekleri doğrultusunda geliştirilen S60L, Volvo'nun 2014 yılında Çin'deki satışlarının 2013 yılına göre %32.8 oranında artmasını (Çin otomotiv pazarı büyümesinin iki katından daha fazla) sağlamıştı. 2014 içerisinde ise, Chengdu fabrikasında üretilen S60L, S60 Inscription adı altında Amerika'ya ihraç edilecek. S60 Inscription, Çin'de üretilip Amerika'ya ihraç edilen ilk model olacak. Bu noktada akıllara gelen ilk soru işareti ise, Çin üretimi bir otomobilin Amerikan pazarında nasıl karşılanacağı ile ilgili. 
Volvo S60 Inscription, 19 inçlik jantlar, daha geniş arka koltuklar, ekstra iç ambiyans aydınlatması gibi detaylarla standart S60'lardan farklılaşıyor.
Bu konuya ben kendimce şu şekilde yorumluyorum: Çin malı diye tabir edilen düşük kaliteli "uyduruk" ürünlerle meşhur olan Çin endüstrisi aynı zamanda en yüksek kalitede üretim yapan tesisleri de bünyesinde barındırıyor. Örneğin, şu anda okuduğunuz bu yazıyı Çin'de üretilen Amerikan malı Apple Macbook Air'ımda yazdım. Çin üretimi olan ve Eylül 2012'den beri kahrımı çeken bilgisayarım bu zamana kadar da beni üzmedi. Yani, bir markanın Çin'de üretim yapması o markanın mevcut üretim kalitesinin altına düşeceğini göstermez. Aksine, hiçbir marka bu zamana kadar binbir zorlukla yücelttiği marka imajını tek celsede böylesine küçük bir hamle ile düşürmez. Şayet üretim kalitesinin düştüğü gözlemlenseydi Volvo ne Çin'de fabrika açardı ne de o fabrikada üretilen bir modeli Amerika gibi bu konuda ince eleyip sık dokuyan bir pazara ihraç ederdi. 

Bu benim düşüncem tabii. Amerikalı alıcıların tepkisi ne yönde olacağını S60 Inscription bu yaz satışa sunulduktan sonra gözlemleyebileceğiz.

*Forbes, 2013.

Kaynaklar
Volvo Cars Global Press Room 
Financial Times

22 Ocak 2015 Perşembe

Peugeot'nun Dizeli, Bursa'nın İskenderi Meşhurdur!

Geçtiğimiz Eylül ayında Peugeot 3008'i bir Fransız'ın kendini en iyi hissedeceği yerlerden birisi olan Tekirdağ'daki Barbare Şarap Bağı'na götürmüştük. Geçen hafta, başka bir Fransızla, makyajlı Peugeot 508'in dizel otomatik versiyonuyla birlikeydik. Bu sefer varsın onu rahat hissettirmeye çalışmayalım; bize uysun, bizim kültürümüzden birşeyler öğresin istedik. Makyajını yakın zamanda tazelemiş bu Fransız dostumuzu, iskenderin doğduğu yer olan Bursa'ya götürdük. Keyifli yolculuğumuz boyunca 508'in yakıt tüketimi performansından ve yüksek konforundan son derece memnun kaldık. Laf aramızda, Bursa'nın İskender'i de bir hayli lezzetliydi ;)

Keyifli yolculuğumuzdan notları ve makyajlı Peugeot 508'den aklımızda kalanları "az yazı bol fotoğraf" şeklinde (yakıt tüketimi değerlerini de tabii) aşağıda kısa kısa sıraladım...

İlk önce depomuzu doldurduk. 

1.6 dizel motorlu Peugeot 508, fabrika verilerine göre (karma yakıt tüketimi 4.0litre/100km) tek depo yakıt ile (72 litre hacimli) 1800km'nin üzerinde yol yapabiliyor. Bakalım, bizim tüketim değerimiz kaç çıkacak?
Makyajla birlikte 508'in arka tamponu ve stoplarının iç deseni yenilenmiş, bagaj üstündeki kromajlı çıta kaldırılmış. Ayrıca, arka stoplar eski formuna sadık kalınarak sadece dikkatli gözlerin fark edebileceği kadar az bir oranda büyütülmüş. Bagaj kapağı, eskiden olduğu gibi 508 logosundaki 0'ın içine basılarak açılıyor.
Sonra, yola koyulduk. 

Hedefimiz Döner Kebap'ın doğduğu yer olan Bursa'daki Kebapçı İskender'in Merkez Restoranı. Otobanın olmadığı, ama şehir içi geçişlerin (yani bolca trafik ışığının) bol olduğu yaklaşık 200km'lik bir yolumuz var. 
1.6 e-HDi S&S motor, uzun yolda yeterli performans sunuyor. 

e-HDi ibaresi motorun 3600d/dak'da 115 beygir, 1750 d/dak'da 270 Nm maksimum tork ürettiğine işaret. S&S ise, bu motorun start/stop sistemi ile donatıldığını söylüyor. Uzun yolda yeterli performans sunan motor, yaklaşık 1.4 ton ağırlındaki 508'i fabrika verisi 11.9 saniyede 0'dan 100 km/h hıza ulaştırıyor. (Evet, konu ivmelenme olduğunda dizel 508'in aceleci davrandığını söyleyemem...)
Motorun tutumlu yapısı takdire şayan. 115 beygir, ağırlığı 1.4 ton civarında olan 508'e makul bir ivmelenme sağlıyor.
Robotize şanzımanın vites geçişleri sarsıntısız değil.

Robotize otomatik şanzıman Peugeot'nun belini büken yegane olumsuz unsur. Vites değişimini oldukça yavaş gerçekleştirdiği için vites değişim anında öne-arkaya sallanmanız işten bile değil. Vitesi manuel değiştirip gaz tepkinizi vites geçişine göre ayarlayarak bu sarsıntıyı en aza indirgeyebildiğinizi hatırlatayım. Ayrıca, bu sayede çok az farkla daha kısa sürede 100km/h hıza ulaşabilirsiniz.

Vites kolu farklı görünüyor ve ergonomik anlamda başarılı. Vites kolunu kendinize çektiğinizde vites büyüyor, ittiğinizde küçülüyor. Tam tersini yapan nice spor otomobiller bir köşeye geçin ve ağlayın! 508'den ders alın.
Peugeot 508'de standart sunulan renkli head-up ekran sürüş güvenliğinizi ve konforunuzu artırıyor.

Direksiyonun soluna konumlandırılan Start düğmesine basıp otomobili çalıştırdıktan hemen sonra head-up ekran yuvasından çıkıp ön camın önünde pozisyonunu alıyor. Otomobilin mevcut hızı, hız sabitleme sisteminin bilgileri ve navigasyonun yönlendirmeleri bu ekrana yansıtılıyor. Bu sayede, gözünüzü yoldan ayırmadan sürüş sırasında gerekli tüm bilgilere erişebiliyorsunuz.
3008 ve 5008'dekilerin aksine, 508'in head-up ekranı koyu renkli cama sahip.  Ayrıca, 3008 ve 5008'deki gibi saniye cinsinden öndeki araçla aranızdaki mesafeyi göstermiyor, ama navigasyonun yönlendirmelerini gösteriyor. 

20 Ocak 2015 Salı

Opel Insignia'ya 1.6 Dizel Otomatik Geliyor

Opel Insignia'ya 1.6 dizel otomatik seçeneği geliyor.
Opel, D segmentindeki başarılı oyuncusu Insignia'da 1.6 CDTi dizel motor ve otomatik şanzıman kombinasyonunu sunmaya hazırlanıyor. Haziran ayında ülkemizde satışa sunulması planlanan yeni motor-şanzıman ikilisi ile Insignia, ülkemiz vergi koşullarında rekabet gücünü önemli ölçüde artıracak.
Opel'in 1.6 litrelik benzinli motorunu daha önce Zafira Tourer'da incelemiş ve motorun tutumlu karakterini beğenmiştim.
Ülkemizdeki Özel Tüketim Vergisi(ÖTV) düzenlemesine göre hacmi 1.6 litreye kadar olan motorlu araçlardan %45, 1.6-2.0 litre arasındaki motorlu araçlardan %90 ÖTV alınıyor. 2.0 litrelik CDTi dizel motoruyla ülkemiz vergi oranları yüzünden dizel cephesinde eli zayıf olan Insginia'nın, yeni 1.6 litrelik dizel motoru ve otomatik şanzıman kombinasyonuyla Türkiye'de elini güçlendireceğini ve satışlarını önemli ölçüde artıracağını düşünmek yanlış olmaz. 

--Opel'in manuel şanzımanlı 1.6 litrelik dizel motorunu Zafira Tourer'da daha önce test etmiş ve tutumlu yapısını beğenmiştim.--

1.6 litre dizel otomatik  sadece Insignia'ya gelmiyor. Bu kombinasyon Mart ayında Opel Mokka'da, Haziran ayında Insignia ile birlikte Astra'da da satışa sunulacak.
750000th Opel Insignia: Insignia OPC Sports Tourer
Bu arada, geçtiğimiz gün 750bininci Opel Insignia üretildi. Rüsselsheim, Almanya tesisinde üretilen 750bininci Insignia, Insignia OPC Sports Tourer modeli oldu. Üretimine 2008 yılında başlanan Insginia, 2014 model yılı için makyaklanarak görünümünü ve teknolojilerini tazelemişti. (Ben de bu yazıda test izlenimlerimi paylaşmıştım. ) Makyaj operasyonundan sonra bugüne kadar 155binlik satış adediyle ise, hala popüler ve başarılı bir model olduğunu destekliyor..

19 Ocak 2015 Pazartesi

Opel Insignia 1.6 170 HP AT

Opel Insignia 1.6 170 HP AT Cosmo
Bu aralar yoğun bir şekilde Almanca kursuna devam ediyorum ve dili öğrenmenin yanında kültürlerini öğrenme gayretinde olduğum için etrafımdaki Alman menşeli her türlü ürüne de ekstra ilgi gösteriyorum. Ürünün genel tavrı, üretiliş amaçları, üründeki ince detaylar noktalar bugün benim için son derece önemli... Tahmin edebileceğiniz gibi Alman menşeli otomobiller ilgi alanımın genişçe bir bölümünü işgal edenlerin başında geliyor.. Bu yüzdendir ki yeni yılın ilk test aracını Almanların önemli ve köklü markalarından Opel'den ayarlamaya özen gösterdim. Opel'in amiral gemisi olarak nitelendirilebilecek ve geçtiğimiz yıllardaki kötü ekonomik durumlarından kurtulmalarında büyük desteği olan Insignia modelini inceledim.

Dış Tasarım
Makyajın ön taraftaki getirileri: yeni tampon, daha büyük ön ızgara ve akıcı tasarımla daha uyumlu yeni farlar. 
Opel Insignia makyajlandıktan sonra coupevari çizgileriyle daha uyumlu aydınlatma grubu elemanlarına kavuştu. Arka stoplar artık LED. Önde de LED güzdüz farları yer alıyor. Farların dışında ön tarafta ön tampon ve ön ızgara yenilenmiş. Arka kısımdaysa yeni stopların haricinde stopların arasında boylu boyunca uzayan kromajlı kalın çıta fark ediliyor.Arka tampon da yenilenen parçalar arasında.
Makyajın arka taraftaki getirileri: Yeni arka tampon, yeni tasarım stoplar, ve bagaj kapağındaki kromajlı kalın çıta.
Sürüşe duyarlı bi-xenon AFL+ farlar Cosmo donanımından itibaren standart olarak sunuluyor.
Cosmo (Edition, Edition Elegance, Cosmo, Country Tourer, OPC)donanım seviyesinden itibaren AFL+ (Adaptive Front Lights) adı verilen sürüşe duyarlı bi-xenon farlar  standart olarak sunuluyor. Bu farlar direksiyonun yönüne göre sola/sağa ve hıza göre aşağı/yukarı hareket edebiliyor. Özellikle otomobilin hızına göre farların aydınlatma bölgesi sürekli olarak değiştiriliyor. 120km/h hıza kadar olan otomobilin sağı ve solunda kalan bölgeler daha fazla aydınlatılırken, 120 km/h hızın üzerindeyken farların aydınlatma bölgesi daraltılıp ışığın daha uzağa ulaşması sağlanıyor. Bunun gibi önceden 9 farklı senaryo (kavşak girişi, otopark hızları gibi...) otomobile tanımlanmış. Sürüş esnasında siz farkında olmadan size çok daha aydınlık bir sürüş sunmak için arka planda sürekli çalışıyor. 
Sürüşe duyarlı farların sensörü, ön camın üst kısmında yer alıyor.
İç Mekan

Makyaj operasyonu kendini iç mekanda da hissettiriyor. Insignia'nın orta konsolu artık daha sade ve "az tuşlu" bir yapıya sahip. Otomobile biner binmez bu sadeliği fark ettikten sonra iki büyük dijital ekrana gözünüz ilişiyor. Bu ekranlardan biri direksiyonun arkasında gösterge panelinde, diğeri ön konsolun üst kısmında.

Gösterge panelinde dijital ve analog göstergeler birbirini tamamlayıcı bir tasarıma sahip. Ortadaki dijital ekrana tercihinize göre ya klasik hız kadranını yada sayısal hız kadranını(fotoğraftaki gibi) yerleştirebiliyorsunuz. Ayrıca, otomobille ilgili genel bilgileri de buradan takip edebiliyorsunuz.

7 Ocak 2015 Çarşamba

Eski Hot Hatchlerden Kim Kaldı Ki?

VW Golf GTI (2.0 TSI 220 HP)
Golf GTI'ın Pazartesi günü saat 11 gibi teslim edileceği konusunda anlaşmıştık. O gün geldi ve saat 11'e dakikalar kala Doğuş Otomotiv yetkilileri aracı getirdiklerini haber verdiler. Golf GTI'ı uzun süredir merak ediyordum, hızlıca bulunduğum binadan indim. Anahtarını aldım. Kapıyı açıp GTI'ın içine oturmamla araçla daha ilk andan bütünleştiğimi hissetmem bir oldu. Bedenimi sıkıca saran spor koltuklar, alçak oturma pozisyonu ve küçük GTI dokunuşlarına sahip sürücü odaklı kokpit son derece misafirperver ve davetkar bir şekilde beni karşıladı.
VW Golf GTI (2.0 TSI 220 HP)
Sonra,park yeri aramaya başladım. Şansa bakın ki hafta içi gündüz saatleri olduğu için park yeri bulamadım. Bunu fırsat bilip soluğu bir güzel dağ yolunda aldım. Geri dönüşüm ancak bir saat sonrasını buldu. :)

***

Dağ yolundaki ilk heyecan ve 300km'ye yaklaşan kullanımım sonrası GTI'ın başarılı bir hot-hatch olduğunu söyleyebilirim. Vites kulakçıkları direksiyona yapışık. (Evet, direksiyonu çevirdiğinizde parmaklarınızla bağlantıyı koparmıyorlar.) 6.5 saniye 0-100 değeri sadece kağıtta etkileyici durmuyor, Golf GTI gerçek hayatta da hızlı hissettiriyor. Yüksek devirlerde vites büyülttüğünüzde egzozun derinliklerinden gelen küçük patlama sesleri küçük şeylerin insanı ne kadar mutlu edebileceğinin en somut öreneği :) 

Golf GTI'ın yol tutuşu muazzam seviyede. ESP'nin de yardımıyla Golf GTI virajlarda pençelerini yola yapıştırıyor. ESP'yi kapatıp virajlarda gazı biraz daha açarsanız otomobilin arkası, kayma görevini ön akstan devralıyor.
VW Golf GTI (2.0 TSI 220 HP)
Tahmin edebileceğiniz gibi Golf GTI'ın sürüş karakteri standart Golf'lere kıyasla daha sert. Bu sert karakter de sizi tatmin etmiyorsa sürüş modunu Normal'den Sport'a geçirerek daha keskin gaz, fren tepkilerine sahip olabilirsiniz. Bu modda klimaya daha az güç harcanarak tüm gücün aktarma organlarına gitmesi de sağlanıyor.

Yok ben klima lüksümden feragat etmek istemiyorum diyenlerdenseniz, "Individual" sürüş modunu geçip her elemanın (direksiyon, gaz, fren, klima...) özelliklerini ayrı ayrı kendiniz ayarlayabilirsiniz. Ayrıca, benzini azalanlar için bir de ECO sürüş modu unutulmamış. 

Bir de Golf GTI'ın frenleri performansı da sürüş performansına paralel olarak yüksek olduğunu söyleyebilirim. Fren pedalının dozlaması alışkanlık gerektiriyor.

Dış Tasarım

VW Golf GTI (2.0 TSI 220 HP)
Şu anda testini okuduğunuz Golf, ismindeki üç harfli "GTI" eki yüzünden standart Golf'lerde almayan küçük dokunuşlara sahip. Dik yerleştirilen LED ön sis farlarına ve sis farlarının çevresindeki yatay keskin çizgilere ev sahipliği yapan ön tampon ilk bakışta dikkat çekiyor. Bakışlarınızı biraz daha yukarılara kaldırdığınızda otomobilin ön yüzünü boydan boya kuşatan "bir GTI geleneği" kırmızı şeritle yüzyüze geliyorsunuz. Bu şerit ilk defa 7. nesil Golf'te ızgaranın dışına taşıp ön farların içinde de devam ettirilmiş.
Tornado Kırmızısı Renk +  Kırmızı Dekorlar + GTI logosu = Batan Çıkarıcı Bakışlar

VW Golf GTI (2.0 TSI 220 HP)