24 Temmuz 2016 Pazar

Elektrikli Kaykay Hovbo. Bir Garip Ulaşım Aracı.

Elektikli kaykay Hovbo.
Bu sayfanın başkahramanı Hovbo’ya yüksek ihtimalle AVM’lerde insanlar kullanırken ya da çeşitli tanıtım etkinliklerinde topluluğun dikkatini toplamak üzere görevlendirildiği sırada rastladınız. Yanınızdan hızla geçen bu elektrikli kaykaya meraklı meraklı baktınız. Hatta belki, bizim zamanımızda böyle teknolojiler yoktu diye iç geçirdiniz…
Hovbo'yu en rahat kullanabildiğiniz yerlerden birisi
düz zeminlere sahip Bağdat Caddesi.
Bilenler bilmeyenlere bahsetmiştir, ama Hovbo’yu bir de benden dinleyin. Hovbo, kaykay ve scooter karışımı elektrikli bir cihaz olarak tanımlanabilir. Saniyede 200 kere tarama yapan denge sensörleri sayesinde en ufak bir hamleniz Hovbo tarafından algılanıyor ve böylece -alışma sürecini de tamamladıktan sonra- doğal bir şekilde yol alıyorsunuz. Ayağınızı öne doğru eğdiğinizde ileri gidiyor, arkaya doğru gittiğinizde geri gidiyor.
Hovbo'yu kısa mesafelerde elde taşımak problem değil.

Hovbo’ya alışmam yaklaşık 30 saniye sürdü. Birlikteliğimizin ikinci gününde ise bazı akrobatik hareketleri –kendime göre tabii- yapabilecek kıvama gelmiştim. Tabii bu sürüş kısmıydı. Hovbo’nun üzerindeyken kendimi film yıldızı kadar ünlü hissetme fikrine hala alışmış değilim.


Beyazın yanı sıra kırmızı ve siyah renkleri de var.
Hovbo ile birlikte olduğumuz süre zarfında iki önemli yolculuk anım oldu. Bunlardan ilkinde Ümraniye'den Zincirlikuyu'ya ulaşmam gerekiyordu. Bu parkurda tırtıklı parke taşlarla döşenmiş bolca kaldırım, birden fazla üst geçit, minibüs ve metrobüs yolculuğu ile metrobüs istasyonu içindeki düzgün zemine sahip uzun yürüme alanları vardı. İtiraf etmeliyim ki, bu parkurdan Hovbo da ben de pek hoşlanmadık. :( Özellikle minibüs gibi hareket halinde olan bir araçta Hovbo’yu kontrolde tutmak bir hayli zor. Tırtıklı kaldırımlarda ise dengenizi sağlamak çok kolay değil. (Bu parkurun videsonu hemen aşağıda seydebilirsiniz.)

Diğer yolculuğum daha çok "keyif" amaçlıydı. Amcamın Suadiye'deki evinden çıkıp Bağdat Caddesi'ni takip ederek Autocar'ın Genel Yayın Yönetmeni Burak'la buluşmak üzere Şaşkınbakkal Starbucks'a gittim. Bağdat Caddesi'nin geniş ve dümdüz kaldırımları sürüş konforumu hayli artırdı. Kaldırımların asfaltla buluştuğu noktalarda rampaların olması ise Hovbo'dan hiç inmeden bir kaldırımdan diğerine geçmemi mümkün kıldı. Cadde'nin bu elverişli yapısı sayesinde 2km’ye yaklaşan yolu Hovbo'dan hiç inmeden alabildim. Bu rotadan gerçekten keyif aldım. Hem yorulmadım, hem de yürümeye göre yarı yarıya daha kısa sürede varış noktama ulaştım.


Peki, Hovbo'yu rakiplerinden üstün kılan özellikleri nedir? Öncelikle Hovbo’nun rakiplerinin çoğunun taklit ürünler olduğunu söyleyebilirim. Başka bir deyişle, bugün bir Range Rover'ın ya da Mercedes-Benz'in yaşadığı Çin malı ucuz taklit sorunununun bir benzerini  Hovbo da yaşıyor. Bu ürünler fiyat avantajına sahip olsa da düzgün çalışmayan yazılımları yüzünden kullanıcısının zarar gördüğü önemli kazalara sebebiyet verebiliyorlar. Ayrıca, Hovbo’nun Türkiye’deki distrübitörü kadar geniş kapsamlı satış sonrası desteği veremiyorlar.

Özetle Hovbo’yu üst düzey keyif sunan farklı bir ulaşım aracı olarak tanımlayabilirim. Sadece, Hovbo için tırtıklı zeminlerin cehennem, düz yüzeylerin ise cennet olduğunu unutmayın. Uygun rotalarda Hovbo’yu kullandığınızda yolun hiç bitmemesini isteyeceksiniz.


Daha fazla bilgi için Hovbo'nun web sayfasına göz atmayı unutmayın.

--

Son olarak, fotoğraflar için sevgili Gürkan Çağlar'a teşekkürler. 

--İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılar--

Elektrikli Renault Twizy ile mi, Piaggio Beverly motor ile mi, yoksa belediye otobüsü ile mi? :)
Türkiye'deki İlk ve Tek Test! Elektrikli Smart Fortwo ED Testi 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşın..