4 Ekim 2015 Pazar

Volvo XC60 ile Barel Bağları'nda Bağbozumu Festivali

Barel'de bağbozumu zamanı!
Yılın en değerli zamanındayız. Yok yok kendi adıma konuşmuyorum, doğum günüm geçeli çok oldu :)) İçinde bulunduğumuz zaman dilimi Türkiye'deki üzümler için çok özel. Ağustos sonu ve Eylül ayı, birçok üzüm çeşidi için şarap olma yolunda yeni bir yolculuğun başlangıcına işaret ediyor. Evet, bağbozumundan bahsediyorum. 

Süleymanpaşa Belediyesi, Trakya Bağbozumu ve Ekoloji Festivali'ni bu yıl ilk defa düzenledi. Festivalin açılışı Barel Vineyards'da yapıldı. Biz de bağbozumunu deneyimlemek için Barel Bağları'nın yolunu tuttuk.
Barel'e bizi getiren (Evet, yol boyunca gaz ve freni kendisi kontrol etti.) bu konforlu arkadaş, sınıfının en başarılı modellerinden birisi. Volvo XC60.
Bu arada, artık test etmediğim sadece tek bir Fransız crossoverı kaldığı, ancak Trakya Bağ Rotası'nda henüz keşfetmediğim daha birçok bağ evi olduğu için bir açılım yaptım. :) Bundan böyle bağ keşiflerinde Fransız olmayan crossoverlar da bize eşlik edecek. Bu sefer Volvo XC60 ile birlikteydik.


Barel Vineyards'ın arazisinin kapısından girdik, ama ilerleyemedik. :) Şaraphane'nin önündeki açıklıkta park halinde duran şahane klasik otomobilleri görünce iki dakika durup seyretmeden (ve de hayal kurmadan) olmazdı. Evet, festivale Klasik Otomobil Kulübü'nün de katılacağını biliyordum, ama açıkcası bu kadar özel ve çok sayıda klasiği bir arada göreceğimi düşünmemiştim. Bana da güzel bir sürpriz oldu. :)
Festival kapsamında Klasik Otomobil Kulübü de katılımcılar arasındaydı. 
Klasik otomobil şarhoşluğumuz dindikten sonra bağbozumu için geldiğimizi hatırlayıp bağların arasından yavaşça aşağıya kıvrılarak, bağların arasında gizlenen keyifli bağ evine ulaştık.


Tam zamanında gelmişiz, Barkın Bey ile birlikte Tekirdağ köfteleri bizi karşıladı. :) Kalabalık festival katılımcılarıyla birlikte karnımızı doyurup sonra bağbozumu için derhal bağların arasında daldık.

Festivalin gözlde çifti, Özlem Baran ikilisi bağbozumunda..

Herkes aldı eline makası, bıçağı ve kasaları.. Üzümlere girişti. İstanbul'da yaşadığım için midir bilinmez, son birkaç yıldır doğaya olan ilgimde gözle görülür bir artış var. Şehrin koşturmacasından kaçıp doğayla buluşmayı artık daha çok planlıyorum. Bu festival de gerçekten güzel bir deneyim oldu. Kısa bir süre için dahi olsa doğayla temas halinde olmak şehir içinde bunalan bünyeye çok iyi geliyor... Denemenizi şiddetle öneririm ;)

Aldığımız keyfin geri kalanını da fotoğraflar anlatsın...





Barel Vineyards ile İlgili 5 Gerçek
  • Barel ismi tahmin edildiği üzere (en azından ben bu şekilde tahmin etmiştim) ingilizce fıçı/varil anlamına gelen "barrel" kelimesinden gelmiyor. İsmin arkasında çok daha özel bir dokunuş var. Barel'i tesisin sahibi iki kardeşin isimleri, Barkın'ın "bar"ı ile Elif'in "el"i oluşturuyor.
  • Barel, Trakya Bağ Rotası'nın genç markalarından birisi. Bağın temelleri 2000 yılında atılmış. İlk rekoltelerini ise, 2013 yılında almışlar. 
  • Şato tarzında şarap üretimi yapıyorlar. Yani, üretim tesisleri bağın içinde. Bu sayede, asmadan şaraphaneye olan yolculukta üzümlerin kimyasal reaksiyona girmesine olabildiğince az vakit tanınmıyor. Üzümün lezzet ve yapı özellikleri bozulmadan doğrudan şarap yapımına başlanıyor.
  • Barel'in Syrah 2013 şarabını oldukça beğendim. International Wine Challenge 2015'ten ödülle dönen bu şarap, biz festivaldeyken katıldığı başka bir yarışmadan ikinci ödülünü kazandı. Tavsiye ederim.
  • Şaraphaneyi geçip tepeden aşağıya doğru üzüm bağları arasında ilerlemeyi sürdürürseniz, bağların arasında kaybolmuş, gizli ve keyifli bir bağ evi sizi karşılıyor. Telefonların bile zar zor çektiği bu gizli köşede şarap tadımı da yapabiliyorsunuz, bağ evinin mutfağından çıkan güzel yemekleri de deneyebiliyorsunuz. Atmosfer şahane. harika. Ağaçların altında güzel müzik ve yiyeceklerle keyif yapmak paha biçilemez.

Volvo XC60 ve Ocean Race Edition'lar Hakkında

Bizi Barel'e taşıyan otomobil Volvo XC60'dı. Yabancısı olmadığım model, Volvo'nun en rahat kullanıma sahip modellerinden bir tanesi. Volvo'nun güncel aktif güvenlik donanımlarının tamamını barındırmasının yanı sıra, yerden yüksek ferah bir yapı ile kullanımın kolay olmasını sağlıyor. Ayrıca, hem ön hem arkadaki yolcular için yeterli hacmin sunuluyor olması gündelik kullanım hanesine bir yıldız daha eklenmesini sağlıyor.


Bir Volvo sürerken son derece konforlu ve yüksek aktif güvenlik donanımlarından ötürü oldukça güvenli hissederim. XC60 da bir istisna değil. Mesela, İstanbul'dan Tekirdağ'a çoğu zaman otomobil kendi kendine geldi. :) Radar sistemin yardımıyla XC60, trafikte önündeki araca göre hızını ayarlayabiliyor. Önündeki araçla arasında yeterli mesafe varsa hızını koruyor, mesafe azaldığında frene basıyor. Hatta, gerekirse otomobili tamamen durdurabiliyor.
Volvo XC60 D4 Ocean Race Edition

Diğer yandan, şerit takip sistemi sinyal vermeden şeridinizin dışına çıktığınızda direksiyonu titreterek sizi uyarıyor. Hatta, şeritten çıkma ilk girişimini kendi yönlendirmesiyle engelliyor. Adaptif hız sabitleyici ile birleşen bu özellik, uzun yolda size yapacak pek bir iş bırakmıyor.

Test otomobilinde D4 kodlu, 2 litrelik dizel motor yer alıyordu. 1750d/dak'da 400 Nm maksimum tork ile 4250 d/dak 181 beygir maksimum güç üreten dizel motor, 1800kg'nin üzerindeki "balık etli" XC60'a yeterli performansı sağlıyor. 8.5 saniyelik 0-100 km/h değeri otomobilin performasının yeterli olduğuna sizi ikna edebilir.

XC60 D4, yakıt tüketimi konusunda hacmine göre makul değerler sunabiliyor. Şehir içi kullanımımda ulaştığım 7.5 litre/100km seviyesindeki değer bunun en büyük kanıtı. Ayrıca, İstanbul-Tekirdağ arasını 6.2litre/100km ortalamayla aldığımızı ve tüketimin düşük seyretmesi için özel bir çaba göstermediğimi belirteyim.

Ocean Race Edition

Test otomobili, standart XC60'lardan farklı bir şekilde Ocean Race donanım paketine sahipti.

Ocean Race'e özel küçük detaylarla otomobilin birçok noktasında karşılaşmak mümkün.
Bugün, Volvo V40, V40 Cross Country, V60 ve XC60 modellerinde Ocean Race donanım seviyesi sunuluyor. Tahmin edebileceğiniz gibi bu donanım seviyesi, daha çok kozmetik eklentiler içeriyor.

Bu detaylardan benim en çok hoşuma giden ise, Volvo Ocean Race 2014-2015'in haritasının basıldığı bagaj perdesi.  

"Volvo Ocean Race Nedir?" diyenler lütfen buraya tıklayın ve VOR hakkında benim bildiğim tüm detayları öğrenin. 


Son bir not. Önemli.

Buraya otomobilinizle geldiğinizi unutmayın ve lütfen tadımın sınırlarını zorlamayın. Ne kadar güzel olursa olsun, alkolü yüksek sorumlulukla tüketin. Benim gibi siz de grubunuzun sürücüsüyseniz, tadımı kararında bırakıp şaraphaneden alacağınız şişeyi evinize götürerek keyif yapmaya devam edebilirsiniz...




Volvo'nun dediği gibi "Bir kazadan kurtulmanın en iyi yolu, hiç kaza yapmamaktır" ;)
Barel Bağ Evi'nin tam lokasyonu için buradaki Google Maps linkine tıklayabilir, instagram hesaplarına göz atarak keyifli atmosfer hakkında öncesinden daha detaylı fikir sahibi olabilirsiniz.

Bağ Evi'ni ziyaret ettiğinizde, Akselerasyon'un selamını da söylemeyi unutmayın lütfen. ;)

---



Barel Vineyards'a ve tüm ekibine sıcak misafirperverlikleri için, Ece Yılmaz'a fotoğrafları için, bu keşif gezisini gerçekten son dakikada planlamama rağmen desteklerini esirgemeyen Volvo Car Türkiye'ye teşekkürler...


--İlginizi Çekebilecek Diğer Bağ Gezisi Yazıları--

Asfalt dışına çıkmaya hevesli Peugeot 2008 Active 1.6 e-HDi S&S ile Trakya Bağ Rotası'ndaki bir bağ evine, Chateau Nuzun'a, keyifli bir yolculuk gerçekleştirdik. Yolculuk notlarına ulaşmak için buraya tıklayın.
Peugeot 3008 1.6 e-HDi ETG6 Feline ile Trakya Bağ Rotası'ndaki Barbare Wines'a keyifli bir yolculuk gerçekleştirdik. Yolculuk notları için buraya tıklayın.
Citroen C4 Cactus ile Trakya Bağ Rotası'nın yaratıcı şişe tasarımlarıyla ünlenen Chamlija'yı keşfettik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşın..