13 Kasım 2013 Çarşamba

Araç Paylaşım Şirketi Mobicar'la 24 Saat

Mobicar'la 24 Saat
İstanbul'da hizmet veren üç büyük saatlik araç kiralama şirketini (YOYO, Mobilizm ve Mobicar) geçtiğimiz hafta burada derinlemesine karşılaştırmıştım. O yazıyı okuduysanız eğer; üç şirketi de deneyip pratikteki kullanımlarını karşılaştırmak istediğimi hatırlarsınız. "Pratikte Kullanım Testleri"nin ilk konuğu ise Mobicar oldu! Mobicar ile geçirilen 24 saatte gerçek anlamda sistemin her noktasını test ettim. Lafı daha fazla uzatmadan dolu dolu geçen 24 saatin ayrıntılarını anlatmaya hemen başlıyorum.

Mobicar web sayfası üzerinden "Akselerasyon.com" için yaratılan üyelik promosyon koduyla üyelik işlemlerini gerçekleştirdim. Ardından, istediğim aracı, Astoria AVM'deki siyah Mini Cooper'ı, 7 Kasım Perşembe saat 20.00'den 8 Kasım Cuma saat 20.00'ye kadar rezerve ettim.

Perşembe akşamı saat 20.00'de Astoria AVM Otoparkı -4. katta bulunan Mobicar Park Noktası'nda siyah Mini Cooper beni bekliyordu. Tarif edildiği gibi üyelik kartımı ön camdaki kart okuyucuya okuttum ve aracın kapıları açıldı. Anahtar olması gerektiği gibi torpido gözündeydi. Anahtarı yuvasına yerleştirdim ve hareket ettim. Astoria AVM'nin otoparkı ücretli, ama ücret kullnıcıya ait değil. Mobicar park noktalarındaki otopark ücretleri Mobicar'dan. Aracın içindeki otopark üyelik kartını otopark giriş çıkışında okutman yeterli oluyor. Otoparktan çıktıktan sonra daha 16bin kmde olan Mobicar'ın haylazının fren balatalarından gelen ses dikkatimi çekti. Fren ikaz lambası da el frenini indirdiğimde dahi yanmaya devam ediyordu. Belli ki kiralık araçların ortak dertlerinden hor kullanılma bu araçta da kendine yer bulmuş.
Astoria AVM'deki Mobicar Park Noktası -4. katta
Mobicar'ın haylazıyla ilk durağımız Bebek. Öncesinde ise iki arkadaşımı almak için Ortaköy ve Uçaksavar'a uğramam gerek. Ortaköy'den bir arkadaşımı alıp Uçaksavar'a doğru giderken korktuğum başıma geldi ve küçük bir talihsizlik yaşadık. Akmerkez-Levazım yolunda başka bir araç arka tamponumuza çarptı. Arka tamponun ortasındaki arka sis lambasının kırılıp tamponun hafif deforme olduğu kaza aslında oldukça küçük, ama hem benim ilk defa bir trafik kazasına karışmış olmamdan hem de aracın tam anlamıyla bana ait olmamasından dolayı stres yaşadım. Yaptığım ilk iş Mobicar'ı aramak oldu. Telefondaki telesekreterin mesai saatleri dışında olunduğundan dolayı başka bir numarayı aramamı söylemesi ve ses seviyesinin oldukça düşük olmasından dolayı ancak birkaç deneme sonunda numarayı doğru öğrenip Mobicar'a ulaşabilmem, stresimi daha da artırdı. En sonunda numarayı doğru çevirdiğimde Mobicar yetkilisi Çağlar Bey telefonu açtı. Yapılması gerekenleri soğukkanlı bir şekilde aktaran Çağlar Bey bu sayede Mobicar'ın bende düşmeye başlayan imajını yükseltmeyi başardı. Bir problem daha vardı ki araçta kaza tutanağı kağıdı yoktu. Diğer sürücüdeki tutanak kağıdıyla tutanağı tuttuk. Gerekli belgelerin fotokopilerini aldıktan sonra söylendiği gibi aracın torpido gözüne bıraktım. İşlemleri hallettikten sonra biraz olsun rahatlayıp gerçekten tam anlamıyla rahatlamak için arkadaşımla dosdoğru Bebek'e geçtik.

Bebek, haftaiçi olmasına rağmen yine kalabalık. Ara sokaklarda park yeri bulup sahilde bir kafeye oturduk. Arkadaşlarla uzun uzadıya yapılan muhabbetin ardından tekrar Uçaksavar'a uğrayıp sahilyolu üzerinden Ortaköy'e döndük. Ortaköy-Tarabya sahilyolunda otomobil sürmek en keyif aldığım güzergahlardan biri, hele trafiğin olmadığı zamanlarda tadından yenmiyor bu güzergah. Yolu fazla uzatmadan Ortaköy'e varıp bir sonraki gün için dinlenmeye başladım.
Mobicar'ın haylazının da temiz havaya ihtiyacı vardı :)
Yeni bir gün yeni bir hikaye demek. Bu sefer hem kendimizi hem de Mobicar'ın haylazını biraz temiz hava alması, biraz da şehir kaosundan kurtarmak için biraz uzaklara kaçırmaya karar vermiştim birkaç gün önce. İstikamet Belgrad Ormanı! O'nun da biraz temiz havaya ihtiyacı vardı ne de olsa :) Okuldan bir arkadaşım da Beşiktaş'ta bana katıldı ve benzin almak için Belgrad yolunun üstündeki Zincirlikuyu'daki Shell'e uğradık. Taşıt tanıma sistemi ile yakıt almak oldukça kolay. Otomobilden inmeye bile gerek yok. Görevliye taşıt tanıma sistemi olduğunu ve depoyu tam doldurmasını söylemeniz yeterli. Benzin istasyonunda işimiz bittikten sonra Belgrad Ormanı'na doğru kaldığımız yerden devam ettik.
Belgrad Ormanı'nda irili ufaklı birçok bent bulunuyor. Bentlerin çevresi ise yürüyüş parkurları ve mesire yerleri olarak kullanılıyor.
Ana yollar üzerinden yaklaşık yarım saatlik yolculuğun ardından Belgrad Ormanı Bahçeköy kapısına vardık. Belgrad Ormanı sonbaharda kelimenin tam anlamıyla muhteşem bir görümüne bürünüyor. Orman arazisi oldukça büyük. İçinde çok sayıda Mesire Yeri ve Bent var. Planımız, Neşet Suyu Mesire Yeri'ndeki 6 kilometrelik parkurda orman yürüyüşü yapmaktı. Öncesinde ise Neşet Suyu'nun otoparkında kısa süreliğine de olsa bizim haylazı yanlız bırakmamız lazım. Olması gerektiği gibi anahtarı torpidaya koyup üyelik kartıyla kapıları kilitledim. Anahtar yerine kart taşımanın en güzel yanı kartın, kalın anahtara göre taşımada çok daha rahat taşınabilmesi. Liseden bir arkadaşım da bize bu noktadan itibaren katıldı. Oksijen depolayacağımız parkurda yürüyüşe başladık.
Belgrad Ormanı Neşet Suyu'ndaki yürüyüş parkuru, bir baraj gölünün çevresini dolaşıyor.
Yıl içinde birçok koşu etkinliğine de ev sahipliği yapan bu parkur, cuma öğlen olmasına rağmen yine kalabalıktı. Parkur bir baraj gölünün etrafını turluyor. Özellikle sonbaharda mükemmel görünümüne bürünen Belgrad Ormanı'nda yürüyüşünüze sincaplar da eşlik etmesi içten bile değil. 6 kmyi tamamladıktan sonra büfedeki tost ödülümüz oldu. Sıra geldi son derece keyifli olan ağaçlı orman yollarının keyfini çıkarmaya. Çoğu kiralık otomobil kiralama şirketinin yaptığının aksine Mobicar'ın haylazı baz donanımda tabiri caizse "boş" değil. Bana göre bir otomobildeki en keyifli opsiyonlardan biri olan sunroof unutulmamış. Tablo gibi yollara biraz daha keyif katarak ilerliyoruz bir sonraki hedef olan Atatürk Arboretumu'na doğru.
Üstte: Belgrad Ormanı Neşet Suyu'ndaki yürüyüş parkurundan kareler.
Altta: En yakındaki Shell istasyonunu bulmak için Shell Motorist uygulaması oldukça işe yarıyor. Tavsiye ederim.
Atatürk Arboretumu, Belgrad Ormanı'na gelince görülmeden gidilmemesi gereken bir yer. Belgrad Ormanı arazisinde bulunana Atatürk Arboretumu sadece hafta içi ziyaretçileri kabul ediyor. Giriş öğrenciler için 2 TL. Hafta sonları üyeler ve araştırma yapmaya gelen bilim adamlarının kullanımına sunuluyor. Envai çeşit bitki ve çiçek türünün bulunduğu bu alanda da kısa bir yürüyüş yaptıktan sonra maalesef şehrin kaosuna geri dönme zamanı geldi çattı..

Mobicar, bir araç paylaşım şirketi. Her paylaşım sisteminde olduğu gibi araç paylaşımında da aracı aldığın gibi vermek esas. Bulduğun gibi vereceksin ki bir sonraki sefer aynı temizlikte almaya yüzün olsun :) Belgrad Ormanı'nın yollarında çamurlanan Mobicar'ın haylazını bir güzel yıkamak gerekti. Atatürk Arboretumu'ndan sonra Yeniköy sahilinde yemek yedikten hemen sonra gerekli temizliği yaptırıp yola devam ettik.
Belgrad Ormanı'nda kar altında kalmadık, sadece bıcı bıcı yapıyoruz :)
Yavaş yavaş birlikteliğin sonuna yaklaşılıyor. Aracı bırakacağım Astoria AVM'ye ulaşmamızda her türlü zorluğu çıkarıp bizi oyalayan İstanbul trafiğine buradan selam olsun, çünkü aracı zamanında teslim etmeyi başardık :) Bir gün boyunca kendi arabammış gibi bana eşlik eden Mobicar'ın haylazından ayrıldık.
Peki, bu keyifli seyahatin benzerini yapsanız kaça patlar?
Mini Cooper'ın günlük araç kirası  => 135 TL
Kilometre ücreti => Bir gün boyunca yaptığım mesafe (72 km) * 0.55TL = 39.60 TL (Km ücreti rezervasyon bitiminden birkaç gün sonra email ile bildiriliyor.)
Kaza Masrafı => Sigorta işlemleri henüz sonuçlanmasa da kazadaki kusurlu tarafın arkadan çarpan sürücü olduğu öngörülüyor. Bu durumda benden herhangibir ücret talep edilmeyecek. Aksi takdirde 500 TL'lik ücret talep edilecek. İşlemler tamamlandıktan sonra gelişmeleri aktarıyor olacağım.

---edit---

Kaza tutanak sonucuna göre %100 ben(!) suçlu bulunmuşum. Arkadan çarpılan bir kazada benim tüm kusurun bana yüklenmesi beni olduğu kadar Mobicar'ı da şaşırttı. Arkadan çarpan aracın kaskosunun olmaması ve sürücüsünün Türkiye'nin önemli bir holdingindeki bir müdürün özel şoförü olması akıllara torpil yapılması ihtimalinden şüphelenmemi sağladı. Sonucun büyük ihtimalle değişmeyeceğine inansam da tutanak sonucuna itiraz sürecini başlattım.

Tüm bu iki haftalık süreçte kazadan sonra Mobicarla iletişim kopuklukları yaşamaya başlamam beni üzdü. Kaza itiraz sürecinin sonucu beklenmeden anında 500 TL'nin alınmasının yanı sıra, hususi kullanımım için değil test etmem için şirket tarafından verilen aracın hasarının bana yansıtılmış olması ise bir diğer ilginç konu. Bu zamana kadar Mercedes-Benz'in, Mini'nin, Smart'ın, Mobilizm'in test sürüş etkinliklerine katıldım yada test için onlardan araç aldım. Hepsinde de kendi canım dışında hiçbirşeyden sorumlu değildim ve bu yönde kağıt imzaladım. Kaza senaryosunu Mobicar ile önceden konuşmamak benim hatam, ancak onların bu tutumu açıkcası nötr olan imajlarını eksiye indirdi.

Mobicar'dan bir daha araç kiralar mıyım?
Kesinlikle hayır! Pratikte bakıldığında çok daha yüksek müşteri memnuniyetine sahip Mobilizm'den yada kağıt üstünde bakıldığında çok daha fazla araca ve noktaya sahip Yoyo'dan kiralarım.

---edit---

Sonuç
Türkiye'deki geçmişi henüz daha çok yeni olan araç paylaşım şirketleri gün geçtikçe daha da büyüyor. Kaza senaryosunda; kaza tutanak kağıdının araçta olmaması ve mesai saatleri dışında hizmet veren numaranın araç içinde yazmaması gibi eksiklikleri olsa da genel anlamda Mobicar'ın sistemi başarılı bir şekilde çalışıyor. Kafaları belki de en çok karıştıran nokta olan kaza konusu ise unutulmamalı. Üye olmadan önce üyelik sözleşmelerini okuyun, aman dikkat! (Hangi şirket nasıl bir prosedür izliyor hepsi bu yazıda)

Son olarak bu aracı park eden lütfen oraya çıksın:)
Astoria otoparkına aracını böylesine simetrik park eden Mobicar'cı kimse ortaya çıksın! Diğer Mobicar araçlarının motosiklet olduğunu düşündü heralde..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşın..